'Sarı Melek' yolsuzluğu
İnsan, adında 'melek' olan bir organizasyonda her ne kadar yolsuzluk olacağına ihtimal veremese de oluyormuş işte baksanıza. Almanların burnundan kıl aldırmayan otomobil kulübü ADAC meğer 'Sarı Melekler-Almanya'nın En Beğenilen' otomobili seçmelerinde tabela oyunları yapmış. Her halta maydanoz 'bağzı' gazetecilerde yemeyip içmeyip bu yolsuzluğu gün yüzüne çıkarıvermişler.
Dilerseniz önce neler olduğunu hızlıca bir hatırlayalım.
14 Ocak 2014 tarihli Süddeutsche Zeitung Gazetesi, Alman Otomobil Kulübü ADAC'nin geçen yıl "Alman halkının en çok sevdiği otomobil" markasını seçerken oylarda sahtekârlık yapıldığını yazdı. İddiaya göre Volkswagen Golf'ün seçildiği oylamada kulüp tarafından açıklandığı gibi 34 bin 299 kişi değil, sadece 3 bin 409 kişi oy kullanmıştı.
Olay ortaya çıkar çıkmaz ADAC'nin hem iletişimden hem de aylık olarak yayınladığı "Motorwelt" adlı dergiden sorumlu direktörü Michael Ramstetter, önce itiraf, ardından istifa etti.
Ama 'ne yazık ki' konu bu istifayla kapanmadı. Basının eline geçen ipin ucu çekildikçe, sökük büyüdü.
Bu kez kulüp başkanı Peter Meyer'in kulübün acil durum ve kazalara hızlıca ulaşmak için satın aldığı helikopterleri özel işleri için kullandığı, yakın arkadaşı olan bir kulüp üyesine yapılacak bir reklam çekimi için 200 bin Euro'luk avans verdiği bilgileri ortaya saçıldı. (Yani ne var bunlarda değil mi? Bu Almanlar yolsuzluk görmemiş, rahat mı batıyor ne!)
Durun bitmedi, dahası var. Sarı bir logosu ve tamamı sarı renkli yardım araçları olduğu için 'sarı melekler' olarak anılan yol yardım ekipleri meğer sadece yardım değil, aynı zamanda ticaret de yapmıyorlar mıymış? Kulüp yolda kalan sürücülere yardıma giden çalışanlarına bir de Varta marka akü satmaları halinde 'tek haneli' bir oranda, (yani en fazla yüzde 9) prim ödeyeceğini vaat edince, sadece 2013 yılında yol kenarında, üstelik gerekli olup olmadığına bakılmaksızın tam 165 bin akü satılmış. (Skandaaaal!)
Bütün bu olaylar arka arkaya ortaya saçılıverince, 19 milyon üyesi olan kulübün itibarı da yerle yeksan oldu tabii.
Peki, sonra ne oldu dersiniz? Sonra işin bütün tadı tuzu kaçtı. Başkan Peter Meyer neredeyse bütün suçlamaları kabul etti, sorumlular hakkında soruşturma başlatıldığını, kulübün yaptığı tüm testlerin yeniden gözden geçirildiğini, bu durumun yeniden yapılanma için bir fırsat olarak kullanılacağını ve bir
istifanın kurumu kurtarmaya yetmeyeceğini, başka adımların da atılacağını açıkladı. Üstelik bütün açıklamaları, yayın yönetmeni istifa etmek zorunda kalan 'Motorwelt' Dergisi'nde yaptı.
Ne kadar sıkıcı!
