Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        21 ARALIK'TA "dünyanın sonu gelecek ya da illa ki başımıza türlü çeşitli felaketler gelecek" diye düşünenler için bir liste hazırladım. Efendim efsaneye göre Maya takviminin sona erdiği 2012'yi karşılamak için Hz. İsa 22'sinde İzmir Selçuk'un Şirince Köyü'ne gelecekmiş (bu da ajanda haberi gibi oldu tövbe tövbeee). O sebeple Şirince şimdi bayram yeri gibi. Eğer oraya gidip kendisini "sağlama" alanlardan değilseniz, işe güce rutininize devam ediyorsanız hiç değilse 10 gün içinde birkaç değişiklikle siz de kıyamet kopana dek biraz hayatın tadını çıkarabilirsiniz. Değil mi? Mesela ne mi yapsak?

        İŞTE SİZE UYGULAMASI KOLAY BİR LİSTE

        1- İşe 10 günlüğüne güler yüzlü ve neşeli olmakla başlayabiliriz. Emin olun güler yüzün geridönüşü anlıktır, ne dünyanın sonunu, ne kıyameti beklemek gerekir. Anında etki! Daha ne?

        2- Yiyecek filan stoklamayı bırakın. "Son" deniliyor, ne yemesi içmesi! Ama eğer şurda 10 günlük zamanımız kaldıysa mutlaka bazı yemekleri deneyin. "Ne kadar pahalı" demeyin, bazı şeylerin değeri parayla ölçülmüyor. Hem sizden kıymetli mi! Adını duyup, merak edip henüz tadamadığınız ne varsa denemeye çalışın.

        3- Canınız nasıl istiyorsa öyle giyinin. Bugüne dek daima kalıplar içinde yaşadınız değil mi? Moda diye bize sunulan şeylerin arasından seçim yaptık. Boşverin hepsini, kim koymuş bu kuralları zaten? "Başkaları"... Kime ne efendim, canınız kırmızı üstüne mor puantiyeli bir şey giymek istiyorsa mutlaka bulup onu giyin.

        SAÇ BAŞ KIYAFET KEYFİNİZE GÖRE...

        4- Saçınızı kestirmek mi istiyordunuz? Hani şu Rihanna'nınki gibi. Ya da yıllardır o kırmızı balyajın hayaliyle mi yaşıyorsunuz? Yaptırın gitsin... "Yakışmaz sana" diyenlere inat gidip keyfinize göre şekillendirin saçınızı. Dünyanın sonu geldi diye değil, size bir şey diyeyim mi: Yakışıp yakışmaması sizin taşımanız, kendinizi o saçla beğenmenizle ilgili bir şeydir. Ne yüz şekli ne başka şey...

        5- O dövmeyi yaptırın! Uzun zamandır yaptırmak istediğiniz ama bir türlü cesaret edemediğiniz o dövmeyi yaptırın. İnançlarınız izin vermiyorsa karışamam, mazallah bir de kıyamet koparsa "Hande gaz verdi de yaptırdım valla" derseniz uğraşamam. Ama öyle bir derdiniz yoksa istediğiniz yerinize istediğiniz dövmeyi yaptırmanın artık zamanıdır!

        7- O resmi yapın, o fotoğrafı çekin, o şiiri yazın. Zamanı gelecek diye beklediğiniz o "şeyi" yapın. Yapmış olmak için, kendiniz için. Sizden daha kıymetlisi mi var? Eninde sonunda yalnız değil miyiz? Ertelediğiniz, zaman bulamadığınız için yapamadığınızı söylediğiniz o "şeyleri" yapın.

        8- Yanında olun. Sevdiklerinizle vakit geçirebilmek için hafta sonlarını, tatilleri, izinleri, emekliliği beklemeyin. Buyrun bakalım "dünyanın sonu geldi" diyorlar, zaman mı kalmış? Zamanınızı sadece sevdiğiniz, değer verdiğiniz ve size gerçekten değer verenlerle geçirin.

        9- İtiraf mı? I ıh. "Nasılsa geldik dünyanın sonuna, ben şu gıcık olduğum insanlara bu duygularımı itiraf edeyim içimde kalmasın" demeyin. Kimseye gıcık olmayın, kapatın eski defterleri. Herkesin hesabı kendisine... Giderayak ayıp etmeyin.

        SIKICA SARILIP KOKLAYA KOKLAYA ÖPÜN

        10- Sarılıp öpüşün. Büyüklerinizden sevgiyi ifade etmenin "ayıp" olduğunu öğrenenlerdenseniz bile o ayıpları ne olur artık geride bırakın. İçinizi kıpır kıpır ettiren herkese sarılın sıkı sıkı, şöyle "oyyy" diye diye, koklaya koklaya öpün. Dünyanın ennn güzel hissini tatmadan gitmeyin. Benden söylemesi... Şimdi ben de şunu itiraf edeyim. Dünyanın sonunun geldiğine zerrece inanmıyorum. Ama "dünyanın sonu gelse ne yapılır" listesindekileri her gün yapıyorum. Neden mi? Çünkü hayat zaten kısa, yarın da başımıza ne gelecek belli değil... İyisi mi ömürlerimiz sonsuzmuş gibi veya "zamanı gelir" diye erteleye erteleye yaşamayalım. Benimkini beğenmediyseniz kendi listenizi yapın ama ne olursa olsun, yarından emin olmadan "bugün"ü yaşayın. Mutluluğun tek sırrı bana kalırsa bu kadar basit.

        Çizgilerin gücü adına güüüç bizde artık!

        HEPİMİZ kocayan bedenlerin içinde birer çocuk olduğumuzdan, çizgi film sevmeyen yoktur. İlk olarak 1906'da 3 Nisan'da yayınlanan 3 dakikalık "Humorous Phases of Funny Faces" (Komik Yüzlerin Komik Halleri) ile başlamış insanoğlunun çizgi film macerası. O günden bugüne çok şey değişti ama çizgi film sevgisi arttı. Çizgi filmlerin sadece çocuklar için olmadığına ikna olan yetişkinlerin dünyasında "en sevilen filmler" arasına pek çok çizgi film girmeyi başardı. "Çizgilerin Gücü Adına" isimli kitabında, 2000 yılı öncesi ülkemizde yayınlanmış çizgi filmleri bir araya getirmiş Kayra Keri Küpçü. O, hayatını fantastik edebiyat, bilimkurgu, çizgi roman, oyun, masal ve koleksiyonerliğe adamış biri.

        'BUNLAR VARDI'

        Kitapta Çılgın Korsan Jack'ten Minyatür Dedektife, Susam Sokağı'ndan İkiz Ejder'e, Beter Böcek'ten Kedi Felix'e, Süpermen'den Değerli'ye birçok güzel anıyla karşılaşacaksınız. Çok güzel, değerli bir çalışma, ben bayıldım. Herkese tavsiye ederim. Arka kapakta Sevin Okyay, şöyle demiş zaten: "Geride kalmış mutlu anları hatırlamaya hazırlanın. Çizgilerin Gücü Adına, televizyonculuk tarihi açısından da önemli bir kitap bence. Şimdi Shrek, Buz Devri, Madagascar vb ortalığı kasıp kavuruyor. Onlar yokken bunlar vardı işte."

        Diğer Yazılar