Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Karslı Edebiyat öğretmeni Yılmaz Bingöl ve yine Karslı Şahsenem Bacı olarak bilinen halk ozanı bir annenin çocuğu olarak 1964’te dünyaya geldi..

        Öğretmen çocuğu olması nedeniyle ilkokulu 5 ayrı okulda okudu.

        Dedesinin Kurtuluş Savaşı’ndaki, babasının harp okulundaki anılarından etkilenerek çocukluğunda hep asker olmak istedi ama annesinin etkisiyle müziğe kaydı.

        1980’li yıllarda yaşadığı İzmir’de müzisyen arkadaşı Nihat Aydın ile Grup Umuda Ezgi’yi kurarak 7 yıl protest müzik yaptı.

        Bu süreçte 15’e yakın besteye imza attı.

        Adı, halen akrabalarının oturduğu Narlıdere ilçesinde bir sokağa verildi.

        2000 yılında UNESCO için barış konserleri verdi.

        Kim mi bu sanatçı.. Yavuz Bingöl..

        Solculuğuyla tanınan, müziğiyle gönüllerde taht kuran Yavuz Bingöl, yaklaşık 3 aydır sosyal medyada linç ediliyor.

        Adının yer aldığı tabela, Gezi eylemleri sonrası kurulan Narlıdere Dayanışması adlı grup tarafından asılı olduğu sokaktan indirildi.

        Eğer Belediye Meclisi’nde gündeme getirilirse adı tamamen o sokaktan silinecek.

        Tüm bunların nedenini açıklayayım..

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanken düzenlediği iftara katılması, vizyon toplantısında yer alması, Erdoğan seçildikten sonra 30 Ağustos davetine gitmesi, bu resepsiyonda Atatürk’ün de en çok sevdiği eserlerden olan Yemen Türküsü’nü Erdoğan ile okuması.

        Yani Tayyip Erdoğan ile -tabiri caizse- içli dışlı olması..

        Eleştirilerin dozu

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’la türkü okuması tozu dumana katan muhalif kimlikli sanatçı, Twitter hesabından bugüne kadar yayınladığı 10 mesajla kendini savundu. Başka da konuşmadı..

        Ne Pelin Batu’nun, “Yavuz Bingöl Köşk’te! İki duble bedava rakı içeceğim diye Zalim sofrasına oturanları unutma Ey Halkım!” tweetine, ne de vatan haini ilan edildiği eleştirilere cevap vermedi.

        Bingöl’ü arayıp, “Ne diyorsun olanlara” diye sordum... İçi çok yanmış belli ki, derinden bir offf çekti, sonra devam etti:

        “Beni hemen astılar. Hangi cumhurbaşkanı adayı çağırsaydı davetine giderdim. Uzattıkları ele, el verirdim. Benim iradem ipotek altında mı? Bu ülke kutuplaşmalardan çok çekti. Sizin yaşınız yetmez, bizim çektiklerimize. Kutuplaştıran sadece Tayyip Erdoğan değil. Herkes. Peki sonu ne olacak. Benim inancımda insana, canlıya, yaratılana kötülük yoktur. Adımın o sokaktan silinmesi beni kalplerden silmez. İnsanlar gelişir, yenilenir... Ben her zaman ezilenin yanında zalimin karşısında oldum. Bu konuda değişmedim..”

        Bence Yavuz Bingöl kesinlikle bu eleştirileri haketmiyor... Bu konuda Okan Bayülgen gibi düşünüyorum..

        Solcu bir adam, ülkenin Başbakanı’nın, Cumhurbaşkanı’nın elini sıkamaz mı? Yemeğine katılamaz mı?

        Aksini düşünelim. Kılıçdaroğlu Başbakan seçilse, sağcı bir sanatçı, elini sıkmayacak mı?

        Kutuplaşmalar, bölücülük bize çok çektirdi. Birbirimizi anlamak, kalplerimizi yakınlaştırmakla bu ülke yücelir.

        Başbakan’a “bölücü, zalim” diyenler..

        Yavuz Bingöl’e karşı aldığınız tavır, linç girişimi ne peki?

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        İnsanların çoğu duvar, azı da aralarında köprü kurar.

        (D. Pire)

        Diğer Yazılar