Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı İstihdam İzleme Bülteni yayınlandı.. Bültene göre rakamlar şöyle..

        — Son bir yılda yaratılan her 100 istihdamın 45’ini kadınlar oluşturdu.

        — Sigortalı kadın istihdamında geçen yıla göre 65 ilde 223 bin artış, 16 ilde azalma yaşandı. Kadın çalışanın azaldığı 16 il, Güneydoğu ve Doğu’da..

        — Geçen yıla göre kadın istihdamının en çok arttığı il İstanbul. İzmir başta, tüm Ege’de kadın çalışan sayısı arttı.

        —Kamuda çalışan kadın sayısı oranında yüzde 41 ile İzmir ilk sırada yer aldı. İzmir’i, İstanbul, Antalya, Bursa, Denizli ve Aydın takip etti.

        — Tüm Türkiye’de kadın kamu çalışan sayısının genel toplam içindeki payı yüzde 33.5 oldu.

        — Kadın esnaf sayısının ildeki toplam esnafla oranlanması sonucu, Bilecik ve Eskişehir yüzde 27.3 ile birinciliği paylaştı.

        — Bilecik ve Eskişehir’i İzmir, Yalova, Uşak ve Çanakkale takip etti.

        — Kadın çiftçi sayısında yüzde 44.6 ile Rize ilk sırada yer aldı. Ege bu konuda ilk 5’te değil..

        — Kadın istihdamının ildeki toplam çalışan içindeki payında, yüzde 33.1 ile Edirne ilk sırada. Edirne’yi Denizli, Kırklareli, İzmir ve İstanbul takip etti.

        — Çalışan kadınlar Ege’de, genelde kamu ve imalat sektöründe görev alıyor.

        Peki bu rakamlar ne anlama geliyor, kendimce yorumlayayım.

        — Ege’de kadın evde oturmuyor. Çalışma hayatının hep içinde.

        — Kadının çalışması, kalkınma ve gelişmişliğin de bir örneği..

        — Geri kalmış illerde kadın ne kamuda, ne de özelde çalışmıyor, esnaflık da yapmıyor..

        — Ege’nin yüzünün batıya dönük olmasının nedenleri arasında, kadının çalışması da geliyor.

        Sonuç: Ege’de kadının adı var.. Bu sayede de gelişiyor, yükseliyor..

        İzmir yaşanılır bir kent mi?

        Evet Ege, bir çok konuda olduğu gibi gelişmişlikte de öncü.. Ama eksiklerimiz yok mu.. Çoook. Dünyanın gelişmiş-yaşanılabilir kentleri liginde yer alabilmemiz için daha çok işler yapmak gerek..

        Mesela.

        Esnaf, kaldırımları kapatır, kimse ses çıkarmaz..

        Yollar, park edilmiş araçlarla dolar, ambulans-itfaiye giremez. Kimse görmez..

        Vatandaş bas bas bağırır kimse duymaz..

        Üç maymunu oynarlar... Bu yüzden de kanunsuzluk kural haline gelir..

        İzmir’in sokakları gibi..

        Kenti çıkıp şöyle bir gezin... Her yer işgal altında.. Şikayet edecek merciler sinmiş.. Vatandaş kendi başının çaresine baksa dayak diyor..

        Bir kentin modernliği, yaşanılırlığı için en önde koşulların başındadır kaldırımlar, yollar.. Temiz, boş, kullanılabilir olmalı.

        Ama maalesef öyle değil.. İşgal terörü o kadar arttı ki, kanun tanımazlar zabıta da bıçaklamaya başladı. En son Karşıyaka’da olduğu gibi..

        Valilik-belediye arasında gerilim olursa kent başı boş kalır.. Sokaklar, yollar işgalcilerin olur.

        Ne mi yapılmalı? Topyekün üstüne gidilmeli. Zabıtası, polisi, adliyesi, maliyesi... ‘O benim meclis üyem, bu benim partilim’ demeden.

        Çünkü biz yaşanılır bir kent istiyoruz..

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.

        (Benjamin Franklin)

        Diğer Yazılar