Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir zamanlar İzmir’de şehir içinde yaşıyorlardı.. Sürgün emri çıktı ve bir gecede Menderes ilçesi sınırları içinde ormanlık alana bırakıldılar.

        Tanrı onları yalnız bırakmadı..

        Aracılarla yiyecek gönderdi, sığınacak yer yaptırdı.

        Şimdi sayıları 3 bini geçti.. Yiyecekleri yetmiyor, her an açlıkla karşı karşıyalar.

        Kaldıkları evin adı Şopengazi..

        Merak ettim niye Şopengazi diye.. Ben öğrendim, size de aktarayım..

        7 yaşında olmasına karşın çok güzel keman çalan, ilkokul öğrencisi bir çocuk, büyük bir azimle annesinin 40 yıllık hayvan korkusunu yener.

        Ardından da ailesini ikna ederek sokağa terkedilmiş 5 yaşındaki terrier cinsi bir köpeği evlerine aldırır.

        Sokakta ‘Çirkin’ adı verilen bu köpeğe uygun bir isim aranır. Keman çalan öğrenciye uygun olarak Chopin adı verilir.

        Şopen, romantik dönemin Polonyalı ünlü piyanist ve bestecisi Frédéric François Chopin’in (1810-1849) Türkçe okunuşu..

        Şopen, eve ilk geldiğinde pireler, keneler ve paslı bir tasma içindedir.

        Yıkanıp traş olunca, 3 saat içinde saygın bir aile köpeği olur..

        Hastalıkları götürdü

        Ailenin hayatındaki en iyi öğretmen olan ve koşulsuz sevgiyi öğreten Şopen, bir yıl sonra eve gelen ‘Melodi’ye kocalık yapar. Melodi yemek yemeden, o yemeğine dokunmaz, hep saygı, sevgi gösterir.

        Kemancı çocuğun annesi hastalandığında aylarca yanından ayrılmaz, gözleriyle hep kuvvet ve sağlık vermeye çalışır.

        Evin annesi sağlığına tamamen kavuştuğu anda Şopen, “böbrek yetmezliği” sonucu ölür.

        Sanki evdeki tüm hastalıkları alıp uzaklara götürür.

        İşte Şopengazi’nin ‘Şopen’i ondan geliyor.

        Gazi’si ise Kore’de savaşa katılan ve sağ olarak dönen Gazi Şerafettin Bey’e ait.

        Gazi Şerafettin Kıvrak, Menderes’in Deli Ömerli Köyü’nde 2004 yılında barınak kurulduğunda, bıkıp usanmadan, su yiyecek taşıyıp hayvanları yaşatan bir gönüllü.

        Çağrıya kulak verin

        Başta da dediğim gibi Şopengazi’de 3 bini aşkın köpek var.. Çoğu kafesler dışında özgürce yaşıyor. Sadece yeni gelenler, alıştırma için kafeslere konuluyor.

        Barınakta, kimselerin istemediği uyuzlu, agresif, anneleri öldürülmüş, engelli köpekler yaşıyor. Devamlı olarak kısırlaştırma yapılıyor.

        Şopengazi, Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (DOHAYDER) öncülüğünde gönüllülerin her gün taşıdığı yiyeceklerle ayakta duruyor.

        Ama artık barınak sakinlerini doyurmakta zorlanıyorlar.. Ve çağrı yapıyorlar:

        Devamlı olarak yemek, ekmek arayışı içindeyiz. Yal yapmak için un da lazım. Un, ekmek, kuru mama ne varsa yardım edin.”

        Bu çağrıyı duyurmayı görev bildim.

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Güneşin sana

        ulaşmasını istiyorsan

        gölgeden çık.

        KONFÜÇYÜS

        Diğer Yazılar