Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anadolu insanının istediği zaman başaramayacağı bir iş, üstesinden gelemeyeceği bir konu yoktur. ‘Nereden çıktı bu şimdi’ demeyin..

        Çay ocağında çalışan bir babanın oğlu olan Basri Başalp’ın hikayesini dinleyince siz de hak vereceksiniz..

        Başalp, ‘Anadolu Kaplanı’ diye adlandırılan cesur girişimcilerimizden sadece biri..

        Konya’nın bir köyünden çıkıp İzmir’e gelen ailesinin yaşadığı zor günleri hep hatırlayan Basri Bey, çocukluk yıllarında bakkal dükkanında çalışarak büyümüş.

        Üniversite yaşına geldiğinde de “Babama yük olmayayım” düşüncesiyle çalışmaya başlamış.

        Hem okuyan, hem de Konak’taki çiçek mezatında katiplik yapan Başalp, bu arada çiçekçilerin malzeme temininde zorlandığını görmüş.

        Fırsatı değerlendirip çiçekçilere, “çiçek sarma jelatini, parlatıcı, ip” temini işine girmiş. Bu sayede gittiği Hollanda’da bahçe süsleri ve yapay çiçek pazarının büyüklüğünü görmüş.

        ÇER-ÇÖP’LE GELEN DÖVİZ

        Dünyanın çiçek ve yan ürünleri sektörünün en büyük buluşma noktası olan Hollanda’da görüştüğü firma temsilcilerine, bahçe kovası, saksı gibi ürünleri daha ucuza Türkiye’den temin edebileceğini söylemiş.

        Böylece ihracat serüveni başlamış.. Önce al-sat yapan Basri Başalp, ardından atölye kurup üretime başlamış.

        Sipariş üzerine çalışan Basri Başalp, bugün Avrupa pazarında söz sahibi bir firmanın sahibi.. Çocuklarıyla bu işi yürütüyor.

        Hollanda’da kurduğu Alize adlı firmasıyla metal bahçe kovaları, saksıları, süsleri satıyor. Firmanın adı için torunları Ali ve Zeynep’ten esinlenmiş. Bunlar bir yana, Başalp’ın en büyük ihracatı ne biliyor musunuz.. Orman atıkları..

        Hani o kozalaklar, ağaç yosunları, asma dalları var ya.. İşte onları, bahçe süsü olarak ihraç ediyor.

        Köylünün çer-çöp diye yaktığı orman atıklarıyla ülkeye döviz getiriyor.

        İnsan yeter ki istesin, başarı ardından gelir.

        ——————

        Turizm sezonunu beklediler

        Hafta sonu yolum Ayvalık’a düştü..

        Her yıl mutlaka en az iki kez Cunda’ya gidip, gece kalırız. Orada bizi büyüleyen bir atmosfer var.

        Ama o güzellikten bizi mahrum ediyorlar..

        Temmuz ayı girmiş, turizm sezonu açılmış ama Ayvalık’ta hala yol çalışmaları var.

        Her yer toz toprak.. Yollar delik deşik.. Kent içi trafiği berbat..

        Her yıl sezon öncesi yapılması gereken işler, bu tür yerlerde neden turizm sezonuna sarkar anlamam.

        Her halde turist kaçırmak için..

        ————————

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür.

        (Pablo NERUDA)

        Diğer Yazılar