Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ege Üniversitesi’nin önünden geçerken düşüncelerim 33 yıl önceye gitti..

        Üniversitede okumayı o kadar gözümde büyütüyormuşum ki, öyle yapmamam gerektiğini sonra sonra anladım.

        Çünkü bizde üniversitenin gerçek anlamına yaraşır bir sistem olmadığını gördüm..

        Özel üniversitelerle rekabet ortamı doğunca kalite biraz biraz arttı..

        Temeline inip üniversite nedir diye sorunca ne demek istediğimi anlayacaksınız..

        Üniversite şöyle tanımlanıyor:

        Eflatun ve Aristo’nun hiçbir politik ve dini baskı unsuru olmadan öğrencileri ile felsefi tartışma yarattıkları ortamdan esinlenen ve günümüze kadar gelen tüzel kişiliğe sahip kurumlar. Öğrenci ve alim topluluğu anlamındaki ‘üniversitas’ kelimesinden gelmektedir. Ayrıca bir görüşe göre de evrensel şehir anlamı içerir.”

        Üniversite sadece meslek eğitimi vermez. Bu eğitimi veren kurumlara yüksek okul denir ve öğrencilerini iş hayatına hazırlar.

        Üniversite eğitimi alanlar daha çok uğraştıkları disipline bir artı getirmeye çalışırlar ve üniversite idealde olması gereken hali ile bir düşünce üretme yeridir.

        Üniversiteler ülke kalkınmasının itici gücü olarak, bilim, teknoloji üreten ve insan kaynağı yetiştiren, geliştiren kurumlar olmalıdır.

        Bugünkü anlamda ilk üniversitelere Abbâsîler döneminde Bağdat’ta rastlanır.

        Eski Yunan ve Roma dönemlerinde bazı yüksek eğitim ve öğretim teşkilatları olmasına rağmen bunların bugünkü anlamda üniversite niteliği yoktur.

        Batıda üniversiteler İslam medeniyetinin Endülüs Emevî Devleti vâsıtasıyla Avrupa’ya girmesiyle başlar.

        Şimdi tekrar başa döneyim, asıl konuma geleyim..

        Devlet üniversitelerini görmeyeniniz yoktur..

        İçindeki yapılara, yollara, planlamaya hiç dikkat ettiniz mi?

        TAM BİR REZALET

        Onca şehir plancısı, mühendis, mimar yetiştiren üniversiteler, kampüslerine neden ucube gibi binalar diker anlamıyorum..

        Planlama zaten rezalet.. O kadar büyük bir kampüs planlanmaz mı.. Kafaya göre bina dikilir mi?

        Hadi üniversite yönetimleri böyle bir karar alıyor, fakülte yönetimleri, dekanlar, öğretim üyeleri, koca koca profesrler, işin uzmanları bu duruma neden ses çıkarmaz..

        Acaba böyle üniversitelerde böyle hocalardan ders alan öğrenciler, Türkiye’nin çarpık yapılaşmasında pay sahibi midir. Bu durum zincirleme mi sürüyor diye hep düşünmüşümdür..

        İnanmıyor ama yazıyor

        Sosyal medya paylaşımlarındaki alıntı sözler dikkatimi çeker... Çeker ama bir o kadar da beni kızdırır.

        Adam yalancı ve düzenbazdır ama dürüstlükten alıntı yapar..

        Evde şiddet uygular, facebook ya da twitter sayfasından şiddete karşı sözler sıralar...

        İnanmadığı, uygulamadığı konuları paylaşanlar akıl sağlığı olmayanlar değil midir.. Galiba sosyal medyada bu tür kişiler çoğaldı.. Sizce de öyle değil mi.. Şöyle bir bakın çevrenize.. Paylaştıklarıyla kendilerini bir kıyaslayın..

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Haset başkasının balını kendi ağzına zehir etmektir.

        (Cenap ŞAHABETTİN)

        Diğer Yazılar