Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son dönemlerde önemli bir çalışma yapıyor.

        Hileli gıda satan firmaları tek tek belirleyip, “İşte yüzsüzler” diye kamuoyuna duyuruyor.

        Listede ‘merdivenaltı’ tabir ettiğimiz tanınmamış firmaların yanı sıra tanıdığımız markalar da var.

        Dönerden sucuğa, zeytinyağından peynire, tereyağından tavuk etine, pirinçten bala neredeyse her gıda maddesinin sahteciliği var.

        Gıdada en büyük tehlike et ve süt ürünlerinde yaşanıyor.

        Hayvanların kemiklerini, zarlarını, tavuk derilerini, bağırsaklarını toplayarak mekanik kıyma haline getiren gıda teröristleri, halka ‘ucuzluk’ adı altında çöpe atılması gereken atıkları satarak, yediriyorlar.

        Mekanik kıymalar döner yapımından sucuğa, lahmacundan kebaba kadar her yerde kullanılıyor.

        Üreticiler diyor ki:

        Kaliteli ve sağlıklı ürünlerden yapılmış bir lahmacunun fiyatı en az 2.5 lira olmalı. Eğer 1-1.5 liraya lahmacun satılıyorsa bilin ki içinde mekanik kıyma vardır. 2-3 liraya döner olmaz.”

        Gıda teröristlerinin

        akıl almaz hileleri

        Gıda Tarım Bakanlığı’nın yaptırdığı analizler sonucu şu sonuçlar elde edildi..

        Sucuk, salam, sosis: Sakatat veya kanatlı etlerin kemiğinin karıştırıldığı mekanik kıyma konuluyor.

        Kıyma: Kedi-köpek için ayrılan kemikler kıymaya katılıyor. Kıymada tavuğun gagası, tırnağına bile rastlamak mümkün.

        Beyaz peynir: Mayalamadan önce yağı alınıyor. Raf ömrü uzasın diye fazla nitrat katılıyor.

        Süt tozu: Tebeşir tozu ekleniyor.

        Yoğurt: Kıvam artırmak ve su tutması için jelatin katılıyor. Jelatin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla elde ediliyor.

        Tereyağı: Bitkisel margarin de katılıyor, hatta patates püresi koyanlar var.

        Zeytin: Havuzlarına paslı demir atılarak zeytinler karartılıyor, tekstil boyası da renk için kullanılıyor.

        Kakaolu ürünler: Kakao yerine keçiboynuzu tozu, kakao yağı yerine margarin kullanılıyor.

        Tatlı: Baklava ve kadayıfın içine fıstık yerine bezelye konuyor.

        Helva: İçine beyaz susam yerine Sudan’dan ithal edilen ucuz siyah susam konuluyor.

        Bakliyat: Kalitesiz bulgura boya katıp rengi değiştiriliyor, pirinç türleri birbirine karıştırılıyor.

        Cezalar adeta ödül gibi..

        Peki, hileli gıda satanlara ne oluyor? Onu da yazayım..

        Toplum sağlığını hiçe sayan bu adamlara verilen en yüksek ceza 14 bin lira.. O kadar çok para kazanıyorlar ki, yılda 10 kere bile yakalansalar, aldıkları 140 bin lira ceza onlar için devede kulak kalıyor..

        Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Çetin de aynı konudan dert yanıyor.

        Çetin diyor ki:

        Zeytinyağında tağşiş olarak tanımlanan hileli karışım suçuna verilen cezalar yetersiz kalıyor.

        Bazı firmalar var, her 15 günde bir yakalanıyor, yüzü bile kızarmıyor, umurunda değil. Yakalanmanın bedeli ne? Milyonlar kazanıyor, yakalanıyor, 14 bin lira ceza ödüyor, sonra yine devam.”

        Bu nedenle Bakanlığın denetimleri güzel de bir de cezalar caydırıcı olsa.. O daha güzel olacak..

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Hesap yapanların dostları değil, hesaplarına uygun tanıdıkları vardır.

        (Engin DİKGÖZLER)

        Diğer Yazılar