Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle Nisan 2006’dan itibaren Maliye Bakanlığı’na ve de belediyelere “e-haciz” yapma imkânı sağladı.

        Yani devlet, vadesi geçen vergi alacaklarının tahsili için elektronik ortamda haciz işlemi yapabilir.

        Bunun için bankaların yanı sıra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Trafik Tescil ile elektronik bağlantılar kurup, borcunu ödemeyen mükellefin banka hesabı, gayrimenkul, araba ve diğer mal varlıkları anında icra işlemi gerçekleştirebilir.

        Bu yöntem, amme yani kamu alacağının tahsilinde kullanılan en etkili, cebri yöntemdir.

        Ama bunun aksayan bir yanı var ki vatandaşa resmen eziyet..

        En son emekli Mehmet Aydın’ın başına geldi ve şu sıralar isyanda..

        İzmir’in Çiğli ilçesi sınırlarında ikisi kendine, biri eşine ait 3 tane evi var. Emlak ve kültür vergisi beyannamesi vermediği ve biriken 4 bin 600 lira borcunu ödemediği için hakkında e-haciz başlatılmış.

        Bankalardaki paraları ve tüm malvarlığı bloke edilmiş. Olayı öğrenir öğrenmez hemen belediyeye gidip ödeme yapmış. Peşin olarak 4 bin 600 lirayı ödemiş. Haczin kalkması için de dilekçeyle başvurmuş.

        Aradan 9 gün geçmesine karşın değişen bir şey yok. Belediye defalarca gitmesine, başkan yardımcısına kadar çıkmasına karşın bloke kalkmamış..

        Ne para çekebiliyor, ne birine aktarabiliyor, ne malını satabiliyor. Ve diyor ki Aydın:

        Borcumun miktarına bakmadan tüm varlığımı bloke edenler yasanın ardına sığınıp yaşam hakkımı elimden alıyorlar. Hayatımı nasıl sürdürebilirim. Koyacaksan haczi borca konu evime koy..”

        Mehmet Aydın, e-haciz nedeniyle perişan olan sadece bir isim. Daha niceleri var.

        Devlet alacağını alsın, sorun yok. Sonuna kadar ardındayım.

        Ama vur deyince öldürmesin. Yasayı uygulayanlar vatandaşın yaşam hakkını elinden almasın.

        Yeraltının halinden

        müteahhitler de dertli

        Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan, Türkiye’nin yıldız kentlerinden İzmir’in yeraltı haritasının bulunmayışı büyük eksiklik diye yazınca, “bir dokun bin ah işit misali” dertliler bir bir aradı..

        Belediye çalışanları mı dersin, telefon, elektrik işlerini yapan kurumlar ya da özel şirketler mi, hepsinden şikayet geldi.. En çok da müteahhitlerden.

        Bu işin en büyük mağduru biziz” diyerek içlerini döktüler..

        İşte bunlardan bazıları:

        *Bugüne kadar kentsel dönüşüm kapsamında 32 ev yıktım.. Arsanın içinde elektrik kabloları, direkleri, telefon hatları, kanalizasyon boruları ne istersen var.. Bunları kaldırmak istiyoruz, bir sürü sorun. İnşaat bitiyor, enerji yetersiz diye trafoyu bizim yapmamızı istiyorlar.

        *Belediyelere gidiyoruz, “bu bölgede temel kazısı yapacağız, bize bir yol gösterin kablolara zarar vermeyelim” diyoruz. Yol gösteremiyorlar. Kazıya başlıyorsun, karşına su borusu, elektrik hattı ne ararsan çıkıyor. Dikkatsiz bir işçimize denk gelip de, kabloyu kesip, boruyu patlattı mı vay haline.. İşin ceremesini biz çekiyoruz

        Durum bu.. Herhalde yakarışları duyan bir yönetici çıkar. Çıkar da kentin, ülkenin, vatandaşın zarar görmemesi için bir adım atıp çalışma başlatır..

        Diğer Yazılar