Bonzai soruları

Son dönemde kullanımı ürkütücü boyutlarda artan sentetik uyuşturucu maddesi Bonzai’yle ilgili yazıma devam ediyorum..

Geçen hafta, “Bonzai kullananlar arasında polis çocukları bile var” diye yazmıştım.

Bu illetin herkesin kapısını çalabileceğine dikkat çekmiştim..

Çok sayıda geri dönüş aldım.

İnsanlar genelde soruyor, “Satışının önüne nasıl geçilemiyor? Bu madde Türkiye’de mi üretiliyor? Üretilemiyorsa ülkeye giriş çıkışı engellenemez mi?” diye..

..Ve değerli yazarımız Sirel Ekşi bunlara bir de ek yapıyor:

“Toplumun bilinçlenmesi gerektiği doğru da onu beklersek daha çok çocuğunuz ölür bu illetten.”

Emektar gazeteci dostum Atilla Köprülüoğlu da, ‘’TBMM’de Bonzai kullanımı karşıtı önergeler veren ana muhalefet partisi CHP’nin bir kentteki gecesinde, o malum Roman şarkısı ile ‘Bonzai.. Bonzai’ diye göbek atılması ne yaman çelişkidir..’’ diyor.

Araştırdım... İstihbarat kaynaklarına, operasyonlara göre, Bonzai’nin Türkiye’de üretimi yok. Daha çok kurye-kargo ile Avrupa ülkelerinden ve Çin’den Türkiye’ye geliyor.

Ucuz (bir içimliği 5-10 lira) ve gramajının düşük olması ilgiyi çok artırıyor.

Örneğin 1.5 gram bonzaiden 15 sigaralık çıkıyor. Buna karşılık 1.5 gram esrardan sadece bir sigaralık çıkıyor. Yani 50 kilogram bonzai 50 bin esrar kullanıcısının ihtiyacını karşılıyor.

YAPAN BİLE BİLMİYOR

Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı Toksikoloji ve İlaç Bilimleri (BATI) Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hakan Coşkunol ilginç bir noktaya vurgu yapıyor:

“Türkiye’de Bonzai diye bilinen uyuşturucu maddeler yurt dışında ‘Spice, K2, Jamaika’ gibi isimlerle satılıyor. Hepsi sentetik kannabinoid. Bu madde normal esrara göre beyne 10 kat daha fazla zarar veriyor. Bu uyuşturucu, ‘sokak kimyacısı’ diye adlandırılan kişilerce kolayca imal edilebiliyor. Herkesin kolayca yapabileceği bir kimyasal düzenek. Bu maddeler bunu yapanların dahi içinde ne olduğunu bilmeden yaptığı ve sattığı maddeler.”

Bonzai alındıktan sonra başlayan “kafa bulma” etkisinin zehirlenmeden kaynaklanmış olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Coşkunol, “Etkileri maalesef çok ölümcül ya da sakatlığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Hint keneviri kullanıldığı zaman biz bunu kolayca tespit edebiliyoruz ama bunun içinde ne olduğunu bilemediğimiz için bunu test etmek ve zararlarını tedavi etme noktasında zorlanıyoruz. Mesela bir dönem HU serisi çok popülerdi. Bunu saptamaya başlayınca, daha az görmeye başladık ve JWH serisi ortaya çıktı” diyor..

Gördüğüm kadarıyla bu illetle başa çıkmak topyekün mücadeleyle olacak.

O yüzden bugün İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapacağı toplantı ve kurtulanların anlatacaklarını çok önemsiyorum..

NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

Aklın başına geldiğinde pişman olacağın bir işi sakın yapma.

(HZ. MEVLANA)