Karşıyaka 2-0 önde götürdüğü maçta puan kaybetti, neler söylemek istersiniz?
Zaten arkadaşım Sait Gürsoy önceki günkü yazısında Karşıyaka’nın sıkıntılarını gayet güzel özetlemiş. Kendisi bana göre Karşıyaka uzmanıdır. En doğru tespitleri ondan kopya ediyorum. Çok nadir ters düştüğümüz oluyor. Kapışıyoruz. Bu kapışmalar sonunda ben haklı çıkıyorum çünkü o Karşıyaka konusunda çok duygusal. Ama dün yine doğru demiş... Yaşlı takım geç form tutar.
Benim de Karşıyaka’da gördüğüm eksik bariz olarak kondisyon yetersizliği... Yetenek ve tecrübe o olmayınca pek bir işe yaramıyor. İki üç haftaya ihtiyacı olduğu kesin...
Altınordu 3 maçta 1 puan alarak lige kötü bir
başlangıç yaptı. Ne düşünüyorsunuz ?
Altınordu kurmayları yanlış strateji kurbanı. Geçen seneden ders almamışlar. Böyle genç bir takım, genç olmalarından dolayı en erken form tutan, en hazır takım olmalıydı... Yaş ortalaması yüksek takımlar ligin başında zorlanırken, Altınordu vurup geçmeliydi. Olmadı...
Orta sahanın ortasında sıkıntı var. Arif yalnız kalıyor. Kerim ve Taha’nın yokluğu hissediliyor. Hücumda daha etkili olmak için Halil ve Cengiz bir arada kullanılmalı. Altınordu yüklendiği misyon gereği ses getirmek için riske girmek zorunda. Bu da ancak hücum zenginliği ile mümkün...
Akhisar lige çok iyi başladı. Trabzon’u neredeyse
yenecekti. Neler söylemek istersiniz?
Yıllardır söylüyorum. Başkan Hüseyin Eryüksel çok özel bir adam... Bu işi en az İlhan Cavcav kadar iyi biliyor... Takımın başarısı hiç tesadüfi değil. Başkan geçen yıl Roberto Carlos’u getirmekle bir hata yaptı ama hemen müdahale edip onu gönderdi. Yoksa bırakın düşme korkusu yaşamayı, az kalsın Güray’ı bile harcayacaktı. O Güray ki, Hasan Kabze’yle birlikte Akhisarspor’un her şeyi... Ben şimdilerde beklemedeyim. Merak ediyorum bu başkan Akhisarspor’u ne zaman Avrupa kupalarında oynattıracak... Biliyorum çok beklemeyeceğiz. Pek yakında göreceğiz...
Göztepe için “Beklenti büyük olunca sabır
küçülür” dediniz. Bunu biraz açar mısınız?
Televizyonda ne demek istediğimi anlattım ama yine tekrar edeyim. Neticede söz uçar yazı kalır... Göztepe bu ligin üstünde bir kadro kurdu. Elbette bu büyük bir avantaj.. Ama ligin çok üstünde kadrosu olmak kaza yapmayacak anlamına gelmez. Sabırdan kastım olası bir kazada sukuneti bozmamak... Sonuna kadar bu kadroya sahip çıkmak. Şahsen ben öyle yapacağım..Ancaaak! Çok güvendiğim Metin Diyadin bariz hatalar yaparsa ben yine buralardayım! Dünkü yazımda bahsi geçmişti Metin hocaya tavsiyem vardı. Bir daha tekrar ediyorum Ertuğrul’u kullanmalısın...
Balıkesir Süper Lig’den düştüğü için şampiyonluk
adayıdır demiştiniz. Sözünüzün arkasında mısınız?
Evet, dedim. Yine diyorum... Kadroysa kadro, seyirciyse seyirci, stadsa stad.. Balıkesir’in tek eksiği forvet fukaralığı... Sercan olsaydı banko Balıkesir derdim. Ama olmadı... Seyirci Sercan’la organik bir bağ kurmuştu. Yeni bir Sercan bulabilirlerse bu lig çok sıcak olur..
Diğer adaylar göçebe gibi oynayacak stad arıyor. Balıkesir’in böyle bir derdi yok. Ehh bu da az buz avantaj değil. Kullanabilirlerse öne geçerler...
Denizli hepimizi şaşırttı. Elazığspor karşısında
aldığı farklı yenilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Şu naklen yayınlar varya naklen yayınlar, bir sürü takımın ocağına incir ağacı dikiyor.. Bunlardan biri de Denizlispor. Ben bu yenilgiyi tek kelimeyle seyircisizliğe bağlıyorum. Elazığ takımı zaten tabanca gibi takım... Çekinerek geldiği Denizli’de bir bakıyor ki seyirci meyirci yok. Bir oynayacaksa iki oynuyor. Mesele bu kadar basit. Denizlispor’da bazı değerler yok olmuş gitmiş. Sahip çıkma duygusu bitmiş. Yazık ki ne yazık... Halbuki başka Denizlispor yok!.. Bir anlasalar.
