Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne zaman İzmir derbisi oynansa ‘Maç berabere bitmesin’ diye dua ederim. Öyle ya; malum, maç berabere bitince her iki takımımız da ikişer puan kaybetmiş oluyor. Ve de maalesef İzmir derbileri genelde berabere bitiyor. Evvelki günkü Bucaspor-Altınordu maçında da böyle oldu. Maçı seyrederken birinden biri yensin diye bekledim, ama olmadı.

        Ligin ilk maçıydı, ilk maçlarda tempo hep düşük olur, takımlar çok temkinli oynar. Ama bu maçta tam aksine tempo çok yüksekti ve her iki takım da hücum oynadı. İki takımın teknik heyetini canı gönülden kutlarım. Her ikisi de kafaya oynayabilecek kıvamda. Eğer küçük ayrıntılar iyi tespit edilirse bu ayrıntılar iyi değerlendirilirse ‘Kafaya oynamak’ neden olmasın ki?..

        Ben ezelden beri yazmak için maç seyrederken yaratıcı oyuncu ararım. Ve eğer bulursam maçı falan bırakır sadece onlardan bahsederim. Ne yapalım benim de tarzım bu... Mesela bu maçın yorumunu bir gün gecikmeli yazıyorum... İki oyuncu bana çok keyif verdi. Biri Bucasporlu Zafer diğeri Altınordu’dan genç Halil İbrahim. Gerçi her ikisinden de geçtiğimiz sezonlarda çok bahsetim. Şimdi tekrar etmiş oluyorum. Zafer yıllardır zaten kalitesini ispat etmiş. Üstelik mükemmel bir kaptan. Onu kısa geçelim... Halil İbrahim deyince biraz duralım. Bundan 2 yıl önceydi, Halil İbrahim oyuna ikinci yarıda girdi. Aman Allahım o neydi öyle. Ve hemen okurlarıma naklettim. Zamanın Altınordu teknik adamı arkadaşım Zafer Bilgetay’a o yazımda minicik bir sitem bile ettim. ‘Hocam madem elinde böyle yetenek var bizi tek yarıya mahkum etme’ dedim.

        Bugün bakıyorum Halil İbrahim kendini geliştirmiş. Belli ki kendine iyi bakıyor, iyi çalışıyor... Ama Halil İbrahim inan bu kadarı yetmez. Kendine iyi değil çok iyi bakmalısın. İyi değil çok ama çok iyi çalışmalısın. Bunu yap.. Göreceksin tabii bizler de inşallah göreceğiz. Bütün futbol kamuoyu seni konuşacak... Haydi rastgele...

        Diğer Yazılar