Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşsizlik Fonu’nda biriken paranın gerek başka alanlara kaydırılması ve gerekse uygulamadaki “katı kural”lar nedeniyle işçiler lehine kullanılmadığı değerlendirilmektedir.

        Mart 2002’den bu yana, 12,5 yılda 5 milyon işsize 7.1 milyar lira “işsizlik parası” ödendiği, buna karşılık fonda da 78.3 milyar liranın birikmiş olduğu görülmektedir.

        Yaklaşık olarak fonda biriken paranın ancak onda biri işsizlere ödenebilmiştir.

        Konuyla ilgili uzmanların “ortak görüş”ü, bunun nedeni uygulamadaki “katı kural”lar ile fonda biriken paranın amaç dışında bütçe uygulamalarında ve başka alanlarda kullanıldığı şeklindedir.

        Son 4 yılda fonda biriken para % 40 artarken, bu dönemde işsizlik sigortasından yararlananların sayısı aynı oranda artmamıştır. İşsizlik sigortası için başvuran iki kişiden biri, ancak işsizlik parası alabilmiştir. Bu çok düşük bir orandır ve uygulama fonun “sosyal amaç” ilkesine uygun değildir.

        Oysa işsizlik fonu, sosyal devletin çalışanlara karşı kullanabileceği en etkili bir “sosyal araç”tır.

        Çalışanların pirime esas kazançların üzerinden % 1 oranındaki kesintiyle oluşan işsizlik fonunun işsizlere ödenmesi yerine bütçe açığını kapatmada kullanılması, işçi aleyhine ve yasanın özüne ve ruhuna aykırı bir uygulamadır, bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

        Hükümetin Orta Vadeli Programda büyüme hedefini aşağıya çekmesi, işsizliğin çift haneli rakamlara ulaşması ve % 3 büyüme oranıyla işsizlikteki artış eğiliminin devam edeceğinin anlaşılması, işsizlik fonuna olan ihtiyacın da buna paralel bir artış göstereceğini ortaya koymaktadır.

        İŞSİZLER LEHİNE

        Bir yandan uygulamadaki “katı kurallar”ın oluşturduğu engeller bir yandan da hükümet politikası, “işsizlik sigortası fonu”nu işlemez hale getirmiştir.

        Buna göre deneme süreli iş sözleşmesinin feshi, “süresiz” iş sözleşmesiyle çalışan işçinin istifası, işveren tarafından işçinin “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı” davranışları nedeniyle fesih, disiplin kurulu kararıyla fesih ile kadın işçilerin evlenmesi ve statü değişikliği gibi nedenler, işsizlik fonundan yararlanmanın önündeki engellerdir.

        Öte yandan çalışan işçi adına son 120 gün kesintisiz prim ödenmemiş olması da, fondan yararlanamama nedenidir. Yapılan değerlendirmelerde çok sayıdaki işsizin bu nedenlerle işsizlik fonundan istifade etmediği ve işsizlik parası alamadığı anlaşılmaktadır.

        AYNI MİKTAR

        Bu arada işçinin maaşı ne olursa olsun (prime esas kazanç üzerinden % 1 oranında prim ödeniyor) işsiz kalan kişi en fazla 900 TL işsizlik maaşı alabilmektedir. Örneğin 2 bin 500 TL maaş alan da, 5 bin TL maaş alan da aynı miktarda işsizlik parası alabiliyor. Bu durum kesilen prim dikkate alındığında ve farklı maaş alanların harcama alışkanlıkları göz önünde bulundurulduğunda bir haksızlığı ortaya koymaktadır. Bunun için kesilen prim miktarına göre sınır tespit edilmeli ve 900 TL’lik üst sınır kaldırılmalıdır.

        Ayrıca iş sözleşmesinin feshinden itibaren 30 gün içinde başvuruda bulunmayanlar işsizlik fonundan yararlanamamaktadırlar. Bu da hak kaybı anlamına gelmektedir, bu hak kaybının önlenebilmesi için başvuru süresinin esnetilmesi gerekir.

        Sonuç olarak: İşsizlik fonu, sosyal fayda ilkesine, işçi lehine ve yasanın öngördüğü amaca uygun kullanılmalıdır.

        Diğer Yazılar