Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Atatürk’ün,” En büyük eserimdir. Cumhuriyeti biz kurduk sizler koruyup yaşatacaksınız” diyerek ulusumuza ve gençliğe emanet ettiği Cumhuriyet’in 91’nci yaşı, resmi törenlerin yanında halk tarafından da kutlandı.

        Caddelerde, meydanlarda toplanan kalabalıklar Cumhuriyei sonsuka kadar yaatma kararını vurguladı.

        Atatürk’ün kendisinin kaleme aldığı gençliğe hitabesinde, “ Ey Türk Gençliği, birinci vazifen Türk İstiklâlini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir...” söylemiyle en büyük eserinin korunması görevini sağduyusuna her zaman güvendiği ulusumuza emanet etmiştir.

        Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değil, Türk ulusunu uygar milletler ailesinin onurlu bir üyesi yapan değerler bütünüdür.

        EŞİTLİK REJİMİ

        Cumhuriyet uygar yaşam biçiminin, demokrasinin, bağımsızlığın, egemenliğin, özgürlüklerin, insan haklarının, laik devlet düzeninin, hukukun üstünlüğünün, eşit yurttaşlığın, kalkınmanın ve refahın oluşturduğu bir değerler bütünüdür.

        Cumhuriyet köy çocuğuna eğitimde doktorluk, mühendislik, avukatlık, hakimlik, öğretmenlik kapılarını ve siyasette de belediye başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yolunu açık tutan bir “eşitlik” rejimidir.

        Cumhuriyet kadınlara Avrupa’dan önce seçme ve seçilme hakkını tanıyan, hukuk devrimiyle, kıyafet devrimiyle, medeni kanunla kadınları toplumun ve yaşamın her alanında birinci sınıf yurttaş yapan bir yönetim şeklidir.

        Cumhuriyet ahlak ve fazilet temeline oturan, kimsesizlerin kimsesizi olan, ayrıştırıcı ve dışlayıcı değil birleştirici, kaynaştırıcı ve barışçı bir “yönetim felsefesi”dir.

        Cumhuriyetin kazanımlarını “küçümsemek”, ekseninden kaydırmak, cumhuriyete de, kurucusuna da en büyük haksızlık ve kadirbilmezlik olur.

        TAŞIYICI SÜTUNLAR

        Cumhuriyet sağlam temeli olan ve (tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek resmi dil)’den oluşan “beş taşıyıcı sütun” üzerine oturan görkemli bir yapıdır.

        Bu taşıyıcı sütunlardan herhangi birindeki zedelenme ve meydana gelecek hasar, cumhuriyet yapısının dinamiğini temelden bozar.

        Cumhuriyetin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün korunması ve sürdürebilmesi, yaşamsal bir önem taşımaktadır. Ülkemizin bugün karşı karşıya kaldığı en önemli sorun bölücü terörle mücadele problemidir.

        Bölücü terörle mücadele ve terörün kökünün kazınması elbette, yalnızca “güvenlikçi” önlemlerle mümkün olmaz, ancak terör örgütü silah bırakmadan, eylemlerini sonlandırmadan doğrudan ya da dolaylı olarak adı “barış süreci” olsa bile özünde terör örgütüyle “müzakere süreci”ni başlatmak, devlet açısından “zaafiyet”, bölücü örgüt açısından da “cüret kazanma, şımarma” ve “pazarlık marjı”nı yükseltme sonucunu doğurur.

        CAN GÜVENLİĞİ

        Devletin varlık nedeni, vazgeçilmez, ertelenmez görevi yurttaşlarının Türk’üyle, Kürt’üyle mal ve can güvenliğini sağlamak, yaşam hakkını garanti etmek ve herkesi birinci sınıf yurttaş olarak “eşit hak”lardan yararlandırmaktır.

        Kamu düzenini ve kamu güvenliğini sağlamak devletin “demokratik otorite”sini ülkenin her köşesinde hakim kılmak hükümetin en öncelikli görevidir.

        Adına “çözüm süreci” denilen “müzakere” yöntemi, hiçbir zaman ve koşulda kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin alternatifi olamaz.

        “Müzakere süreci” devleti asli görevinden alı koyamaz, pasif konuma itemez ve güvenlik güçlerini “caydırıcı” olmaktan uzaklaştıramaz.

        Sonuç olarak: Devletin, cumhuriyetin taşıyıcı sütunlarını her türlü tehdit ve tehlikeye karşı koruma refleksi, zayıflatılmamalıdır.

        Diğer Yazılar