Ekonomi yavaşlıyor işsizlik artıyor

İşsizlik ekonomik problem olmanın yanında çok önemli bir sosyal sorundur. Diyebiliriz ki işsizlik her türlü olumsuzluğun, kötülüğün ve toplumsal doku bozukluğunun temel nedenidir.

Bu sebeple tüm hükümetlerin en önemli gündem maddesi, işsizlikle etkili bir mücadeleyi gerçekleştirerek işsizlik sorununa kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm getirmektir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, mevsimlik etkilerden arındırılmış işsizlik oranı Ağustos ayında % 10.4’e çıkarak “çift haneli” bir yörüngeye oturdu. Bu artış; geçen yılın aynı dönemine kıyasla bir puan fazla oldu.

Özellikle gençlerdeki işsizlik oranı da %20’ye yaklaşarak toplumsal huzurun sürdürülebilirliği açısından kritik bir aşamaya ulaştı.

Bu arada tarım dışı işsizlik oranı geçen yıla nazaran 1.1 puan artarak Ağustos 2014’de %12.3 düzeyine yükseldi.

İSTİHDAMDAN YÜKSEK

İşsizlik oranındaki bu artışın temel nedenlerinden biri iş gücüne katılım oranının istihdamdan daha yüksek seyretmesidir.

İstihdamda en yüksek katkının hizmetler sektöründen geldiği, buna karşılık tarım ve sanayi kesiminin istihdama katkısının düşük düzeyde kaldığı görülmektedir.

Ayrıca nüfus artış hızının da işsizliğin yükselmesinde önemli bir etken olduğu yine TUİK’in verilerinden ortaya çıkan bir sonuçtur.

TUİK’in verilerine göre 2013 Ağustos ayında 2014 Ağustos ayına 15 yaş üstü nüfus artışı 979 bin oldu. 15 yaş üstü nüfus 57 milyonu buldu.

2013 Ağustos ayında 15 yaş üstü 57 milyonun 27.5 milyonu çalışmaya hazır hale geldi. Böylece iş bulduklarında çalışabilecek nüfus sayısı bir yılda 1 milyon 720 bin arttı.

1 milyon 720 binlik çalışmaya hazır nüfus artışından ancak 1 milyon 258 binine iş imkanı yaratılabildi, geriye kalan 462 bin kişi ise işsizler ordusuna eklendi. Böylece işsiz sayısı 2 milyon 944 bine ulaştı.

NEDEN ARTIYOR?

İşsizliğin çift haneli bir yörüngeye oturmasının temel nedeni ekonomideki yavaşlama, daralma ve büyümenin düşük seyretmesidir. Ekonomi büyümediği sürece, işsizliğin artacağı bir iktisadi gerçektir.

Türkiye hızlı bir şekilde yabancı yatırımcıya “güven vermeli” ve yatırımı, üretimi, istihdamı artıracak yeni yapısal reformları biran önce yürürlüğe koymak zorunluluğuyla karşı karşıyadır.

Sonuç olarak: Unutmayalım ki işsizlik, her türlü kötülüğün anasıdır.