Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        7 Haziran milletvekili genel seçimleri yaklaşırken gündeme oturan temel soru seçimlerin “değişim”e yol açıp açmayacağı sorusudur.

        Bu sorunun cevabını da muhalefet partilerinin ve özellikle de ana muhalefet partisi CHP’nin halkın günlük sorunlarına ve toplumsal problemlere ilişkin reçetesinin ve vitrine yerleştirdiği adayların halkta karşılık bulup bulmaması oluşturacaktır. Daha açık bir anlatımla seçim sonuçlarını halkın gündemi ile muhalefetin gündeminin örtüşüp örtüşmemesi, muhalefetin halkın ihtiyaçlarına cevap verecek reçetesinin, projesinin kabul görüp görmemesi belirleyecektir.

        Halk işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, hukuksuzluğa karşı çözüm olabilecek güvenilir, gerçekçi, ikna edici ve uygulanabilir bir program bekliyor.

        Demokrasilerde kontrol ve denetleme mekanizmaları yaşamsal önem taşır. Bu mekanizmaların partileştirilmesi devletin partileşmesi, parti devleti olması anlamına gelir.

        Öyle görülüyor ki 7 Haziran seçimlerinin gündemini işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluğun yanında şeffaflık, öngörülebilir hukuk düzeni, ekonomiyi yöneten kurumların bağımsızlığı, objektif vergi düzeni, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, din ve ibadet hüviyeti, teşebbüs hüviyeti ile hesap verebilirlik ve “otoriterleşme” konuları oluşturacaktır.

        CAN ÇEKİŞİYOR

        Öte yandan kamuda çalışanların maaş ve ücretleri artmıyor. Bin liralık asgari ücretle çalışan işçiler eve ekmek götüremiyor.

        Çiftçi ve üretici ürettiğini maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Mahalle bakkalları, esnaf ve sanatkar AVM’lerin oluşturduğu “haksız” rekabet ortamında can çekişiyor. Halka ne söylenecek?

        Ekonomi büyümüyor, üretim artmıyor, kamu kaynağı döviz getirecek yatırımlara gitmiyor. İşçi, köylü, esnaf ve çalışan kesim ulusal gelirden “hakça” pay almıyor.

        Gelirler artmadığı gibi, %15’i bulan “gıda enflasyonu” dar ve sabit gelirlilerin belini büküyor. Gençlerdeki işsizliğin %20’yi bulması geleceğimiz açısından umutsuzluk tohumlarını ekiyor.

        Özetle %3 büyüme, çift haneli enflasyon ve işsizlik, sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışan insanlar...

        Bu tablo karşısında muhalefet hangi kadroyla, hangi projeyle seçmenin karşısına çıkacak ve nasıl bir söylemle seçmeni ikna edebilecek?

        Muhalefet partileri aday tespitinde, kontenjan kullanımında kısır particilik anlayışından vazgeçerek dinamik, üretken, projeci ve geçmişinde ürettikleriyle bagajı yüklü, halkta karşılığı olan adaylarla vatandaştan “oy” istemelidir.

        Muhalefet kısır çekişme, eleştiri ve karşılık bulmayacak günlük söylemler yerine vatandaşa iş, aş, güvenlik ve çocuğuna eğitim imkanı sağlayacak gerçekçi ve uygulanabilir projelerle seçmeni ikna etmeye çalışmalıdır.

        Daha da önemlisi muhalefet; somut, kaynağını göstereceği ve günlük yaşamı iyileştirici vaatler yerine “Başkanlık Sistemi” tartışmasını referanduma dönüştürme tuzağına düşerse bu kez de seçimi kaybetmesi kaçınılmaz olur.

        Sonuç olarak:

        Muhalefet güvenilir aday listesi ve uygulanabilir gerçekçi projelerle değişime ve dönüşüme öncülük edeceği konusunda seçmenleri ikna etmelidir.

        Diğer Yazılar