Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kamuoyu araştırmalarının MHP’nin “oy”larının yükselişte olduğunu gösterdiği bir ortamda Genel Başkan Devlet Bahçeli, 3 Mayıs Pazar günü Ankara’da geniş katılımlı bir toplantıyla “seçim bildirgesi”ni açıkladı.

        MHP’nin “seçim bildirgesi”nde bir yandan bölücü terör örgütüyle kararlı mücadeleye ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne güçlü ifadelerle vurgu yapılırken diğer yandan dagelir dağılımı adaletine, ekonomiyle ve sosyal politika uygulamalarına geniş yer verildi. MHP’nin bu kez milliyetçi söylemlerinin yanında, vatandaşın refah düzeyini yükseltmeyi, sofrasını zenginleştirmeyi esas alan bir stratejiyi uygulayacağı anlaşılmaktadır.

        MHP’nin “oy”larının yükselişinde Genel Başkan Bahçeli’nin “devlet adamlığı” duruşunun ve ülkücü gençleri “meşruiyet sınırı”na çekerek sokaktan uzaklaştırmasının, böylece topluma güven vermesinin etkisi büyüktür.

        Bu nedenle kamuoyu araştırmaları AK Parti tabanındaki milliyetçi “oy”ların MHP’ye kaydığını göstermektedir.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting meydanlarında yürüttüğü kampanya milliyetçilerin “oy”larını yeniden AK Parti’ye çekmeyi amaçlamaktadır.

        BİZİMLE YÜRÜ TÜRKİYE”

        MHP’nin “Bizimle Yürü Türkiye” beyannamesi, sosyal politika uygulamalarıyla emeklilerin, asgari ücretli işçilerin, taşeron işçilerin, çiftçilerin refahını hedef alıyor ve işsizlikle, yoksullukla mücadeleyi öne çıkarıyor.

        Bu yönüyle MHP’nin “Bizimle Yürü Türkiye” seçim bildirgesi, CHP’nin “Yaşanacak Bir Türkiye” bildirgesiyle sosyal politika uygulamaları bağlamında örtüşmektedir.

        Buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ekonomiden, işsizlikten, yoksulluktan uzak durarak, muhalefet partileriyle “sıcak polemik” stratejisini uygulamaktadırlar.

        Bu arada MHP’nin “Bizimle Yürü Türkiye” beyannamesinde, AK Parti hükümetleri tarafından “demokrasinin araçsallaştırıldığı bir siyasi ve sosyal ortamda demokrasiye özgü değerler de içeriği olmayan bir söylemden ileri gidemeyecektir” ifadesine yer veriliyor.

        MHP’nin anlayışına göre demokrasi bir “araç” olarak değil de “amaç” ve siyasi bir dünya görüşü, devlet modeli olarak benimsenirse hukuk sistemi gelişir, yargı bağımsızlığı güçlenir, ekonomik büyüme sürdürülebilir olur, kamu kurumlarının da verimliliği artar.

        Öte yandan MHP’nin seçim bildirgesinde parlamenter sistem ve kuvvetler ayrılığı güçlü vurgularla savunulurken, anayasa yapımında en geniş anlamda bir “uzlaşma” ihtiyacı dile getiriliyor.

        wSonuç olarak: MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin değerler sistemi, meşruiyetçi siyaset anlayışı ve devlet adamlığı duruşu, güvenir kişiliği MHP’yi yükselen değer ve belirleyici faktör konumuna getirmiştir.

        Diğer Yazılar