Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        7 Haziran seçimlerinden sonra oluşan parlamento kompozisyonunda aritmetik açıdan değil, ancak, Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanlığı portresi” nedeniyle AK Parti’li de, AK Partisiz de koalisyon kurmak zorlaşmıştır. Gerçekçi olmak gerekirse, bu parlamento yapısından AK Parti’siz bir koalisyon çıkmaz, çıkamaz.

        Mevcut durumda ya gündeminde erken seçim olan bir AK Parti “azınlık hükümeti” kurulacak, ya da AK Parti üç muhalefet partisinden (CHP, MHP, HDP) biriyle koalisyon yapacak. Fakat; muhalefet partileri hem AK Parti ile koalisyona “soğuk” yaklaşıyorlar, hem de kendi aralarında “olmazsa olmaz”ları öne çıkarıyorlar.

        UZLAŞMA KÜLTÜRÜ

        Ancak, siyaset; içinde uzlaşma kültürünü ve yeteneğini barındırmaktadır. Bugün, bir araya gelmeyiz diyenler yarın esnek yaklaşımla bir araya gelip “ortak payda”da buluşarak koalisyon kurabilirler.

        Türkiye, artık koalisyona alışmak ve demokratik uzlaşmayı öğrenmek zorundadır. Halkın 7 Haziran’da verdiği mesaj da uzlaşma ve yumuşamadan başka bir şey değildir.

        Muhalefet; Cumhurbaşkanı’nın icraya, ekonomiye, yatırımlara müdahale etmesini, doğrudan talimat vermesini, adı konmamış bir “Başkanlık Sistemi”ni fiilen uygulamasını kabul etmiyor. Böyle olunca da, muhalefet partileri Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmeden AK Parti ile koalisyon kurmaya “soğuk” bakıyor.

        OLUMLU SONUÇ

        Başbakan Davutoğlu da; “koalisyon görüşmelerinde asla, Cumhurbaşkanı’nın konumunu ve meşruiyetini tartışma konusu yaptırmam” diyor.

        Buna karşılık seçmen de, Başkanlık sistemine, farklı bir Cumhurbaşkanlığı portresine ve partili Cumhurbaşkanı uygulamasına izin vermedi.

        Bu seçenekler göz önünde bulundurularak koalisyon arayışı sürdürülürse; “olumlu” sonuç alınabilir.

        Sonuç olarak: Vatandaşın uzlaşma ve yumuşama mesajını doğru okuyalım, herkes anayasal çerçevede konumlansın ülke hükümetsiz bırakılmasın.

        Diğer Yazılar