Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal rafine demokrasi bilincine, damıtılmış hukuk kültürüne, zengin bilgi birikimine ve siyasi tecrübeye sahip seçkin bir devlet adamıdır.

        Baykal, sadece TBMM’nin “en yaşlı üyesi” değil aynı zamanda genç bir Siyaset Bilimi Doçenti olarak İsmet İnönü Liderliği’ndeki CHP’de “Bilim Kurulu Üyesi” sıfatıyla görev yapmış, daha sonra Ecevit Liderliğindeki “ortamın solu” hareketi içinde “etkin konumda”yer almış, genç yaşında Maliye Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiş, muhtıralara, darbelere muhatap olmuş, Zincirbozan’a gönderilmiş ve en olumsuz koşullarda demokrasi mücadelesinin öncülerinden olmuş ve bu arada “koalisyon tecrübesi” ne sahip bir “siyasi figür”dür.

        Baykal”ın varlığı TBMM’nin zenginliğidir.

        Türkiye; gerginlik, kutuplaşmaya, çatışma, ayrışma döneminden barışma, kucaklaşma ve uzlaşma sürecine henüz geçememiştir. Bu koşullarda Baykal’ın deneyimine, siyasal birikimine, hukuk ve demokrasi kültürüyle beslenen “uzlaştırıcı” kişiliğine ihtiyaç vardır.

        Bu koşullarda CHP’nin Baykal’ı TBMM Başkanlığına aday göstermesi olumlu bir karardır.

        Baykal’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Erdoğan’la görüşmesinin CHP üst yönetiminde ve parti tabanında “olumsuz algı”yla sorgulanması; Baykal’a “haksızlık” olur.

        Baykal’a “haksızlık” yapanlar unutmasınlar ki; birçoğu için “istikbal” olan Baykal için “mazi”dir.

        Baykal’ın siyasetten değil; siyasetin Baykal’dan yararlanacağı bir dönemdeyiz.

        Baykal’ın hedefi Cumhuriyet’in temel niteliklerinin tartışılmayacağı, siyasetin temeline hukukun yerleştirileceği, hukukun üstünlüğünün esas alınacağı ve ayrışmanın, kutuplaşmanın yerini uzlaşmaya bırakacağı yeni bir “yasama dönemi”dir.

        Çoğulcu, çok renkli meclis

        Yeni meclis % 87’lik bir katılım ve %95’lik bir temsille oluşan çoğulcu, çok sesli, çok renkli ve gerçek bir Türkiye tablosudur.

        Ancak; bugün karşı karşıya kaldığımız temel problem; bu güzelliği, çok renkliliği, çok sesliliği, geniş temsili, dağınıklığa, kargaşaya ve kaosa sürüklemeden “yönetebilir demokrasi”yi yeniden inşa edebilmektir.

        Demokrasinin “yeniden inşa” sürecini de Baykal’ın hukuk ve demokrasi kültürü, uzlaştırıcı kişiliği ve siyasal birikimiyle “hasarsız” tamamlayabiliriz.

        Baykal; sadece kurumsal anlamda değil; insani ilişkilerde de arkadaşlığı, dostluğu, sıcaklığı hissedilen bir kişiliktir.

        Diyebiliriz ki; demokrasinin inançlı savunucusu, Cumhuriyet’in değerlerine sıkı sıkıya bağlı, “meşruiyet çizgisi”nden ayrılmayan Baykal; yarım asra yakın inişli-çıkışlı siyasal yaşamında hep sabırlı, hoşgörülü ve uzlaştırıcı kişiliği temsil etmiştir.

        Sonuç olarak: Baykal; demokrasinin ve toplumun zenginliğidir. Zenginlik; yılların birikimidir, kolay elde edilmiyor, kolay harcamayalım.

        Diğer Yazılar