Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Davutoğlu, bir yandan koalisyon hükümeti kurulması konusunda siyasi partilerle görüşerek birinci turu tamamlarken, diğer yandan da; “erken” ya da “tekrar” seçim olasılığı da gündemdeki yerini koruyor.

        Ancak; 2.tur görüşmeler AK Parti ile CHP Heyetleri arasında başlamasına karşın bu düzeydeki görüşmelerin de 10-15 gün daha sürebileceği ve bundan sonra CHP ve AK Parti liderlerinin bir araya gelerek görüşmelerin devam edip etmeyeceği konusunda da belirsizlik bulunmaktadır. Yapılan tüm değerlendirmeler erken ya da tekrar seçim olasılığının her geçen gün biraz daha ağırlık kazandırdığını ortaya koymaktadır.

        Bu değerlendirmeyi Baykal “CHP – AK Parti arasındaki koalisyon görüşmeleri bir tiyatro oyunudur. Kasım’da erken seçim var” sözleriyle teyit etmektedir.

        Kamuoyunun geniş kesimine yerleşen ve giderek de güçlenen “algı”; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikli tercihinin seçim olduğu” şeklindedir.

        Ancak; AK Parti –CHP hükümet ortaklığının bugün düne göre daha güçlü bir olasılık olduğu da yorumlanmaktadır.

        Başbakan Davutoğlu’nun “CHP-MHP koalisyonu kurulması konusunda uygulanacak yöntem ve görüşmelerde ileri aşamaya gelindi. MHP de kapıyı kapatmadı” şeklindeki açıklaması da bu yorumları güçlendirmektedir.

        Başbakan Davutoğlu, koalisyon arayışları bağlamında birinci turun son görüşmesini HDP yetkilileriyle yaptı.

        HDP ile koalisyon ortaklığına ilişkin bir çerçeve oluşmadı. Görüşmede ağırlıklı olarak çözüm süreci, Öcalan’ın durumu, PKK’nın silah bırakması, Irak-Suriye ve Orta Doğu’daki gelişmeler ele alındı.

        Başbakan Davutoğlu ve AK Parti yetkilileri, çeşitli zeminlerde yaptıkları konuşmalarda “erken seçim” e gidilmesi halinde AK Parti’nin %43-44 oy oranıyla tek başına iktidar olacakları algısını yerleştirme stratejisini uyguluyorlar.

        Denilebilir ki; bir yandan koalisyon arayışları sürerken diğer taraftan da AK Parti’nin “oy”larının yükselişe geçtiğine ve tek başına iktidar olacağına ilişkin “algı operasyonu” yürütülmektedir.

        TÜRKİYE’NİN İHTİYACI

        Türkiye’nin bugünkü konjonktürde ihtiyacı, tek parti iktidarı değildir. İhtiyaç; kutuplaşmanın, gerginliğin, toplumsal yarılmanın, çatışma ortamının giderilmesi ve yumuşamanın, hoş görünün, uzlaşmanın hakim olmasıdır.

        Çünkü; acil çözüm bekleyen ekonomiden dış politikaya terörün önlenmesinden huzur ve güvenin sağlanmasına kadar bir çok problemimiz var.

        İşsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk, toplumsal dokuyu tahrip etmekte ve insanları gelecek endişesine sürükletmekte, demokratik rejimi de tehdit etmektedir.

        Üretim, yatırım ve verimlilikteki “negatif” tablo yüksek teknolojiyi kullanma ihtiyacı, tasarruf oranının düşüklüğü, ödemeler dengesi ve cari açıktaki “olumsuz” göstergeler; sorunları çözebilecek, kendi içinde tutarlı ve kapsayıcı bir hükümeti ihtiyaç haline getirmiştir.

        Gün; uzlaşma, dayanışma ve ortak paydada buluşarak aynı hedefe el ele-kol kola yürüme günüdür.

        Bu bağlamda; gün “ayrışma” değil; birleşme, bütünleşme günüdür.

        CHP-AK Parti koalisyonu daha kapsayıcı olur, gerginliği yumuşamaya dönüştürür, yeni bir sinerji oluşturur.

        Ekonomik tablo da; siyasette ve toplumda yeni ve güçlü bir sinerjiye ihtiyaç duyuyor.

        Kaldı ki; koalisyon hükümetleri gerginlik ve çatışmanın panzehiri; uzlaşma ve hoşgörü içinde birlikte yaşama kültürünün de besleyicisidir.

        Sonuç olarak: Koalisyon adalet ve barış ikliminde birlikte yaşama ortamını sağlar.

        Diğer Yazılar