Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Vatandaşın huzuru, refahı, can ve mal güvenliği için umut bağlayacağı, sığınacağı ve güveneceği tek kurum “devlet”dir.

        Devletin en temel görevi de, vatandaşın mal ve can güvenliğini eksiksiz sağlamak, gelir dağılımını düzeltmek, işsizliği önlemek, refah düzeyini yükseltmek ve bireysel özgürlüklerin alanını genişleterek demokrasinin kalitesini artıracak ortamı hazırlamaktır. Devlet; insanın huzuru, mutluluğu, güvenliği ve refahı için var.

        Ancak; vatandaş mutlu mu, huzurlu mu, yarına güven içinde mi, refahtan adil bir pay alıyor mu? sorusuna ne yazık ki “olumlu” bir cevap veremiyoruz.

        Vatandaşın işi, aşı var mı, sırtı pek, karnı tok mu, çocuğunun geleceğinden emin mi? sorusu da “olumlu” cevap bulamıyor. O zaman akla şu soru geliyor; devlet ne için var, hangi güne lazımdır?

        Bu soru da tatmin edici bir cevap bulamazsa; ortada çözülmesi gereken bir problem var demektir.

        Türkiye’de bariz bir gelir dağılımı adaletsizliği var. Toplumun “en zengin” yüzde 10’unun ulusal gelirden aldığı pay, yüzde 31.7 iken en yoksul yüzde 10’unun ulusal gelirden aldığı pay ise yüzde 2.1’dir.

        Gelir dağılımı adaletsizliğinin ve yoksulluğun oluşturduğu bu tablo da ne özgürlüklerin alanı genişletilebilir, ne demokrasinin kalitesi yükseltilebilir ve ne de kavganın, çatışmanın, terörün olmadığı “huzurlu” bir ortam yaratılabilir.

        Oysa; devletin varlık nedeni; herkes için “insan onuru”na yaraşır asgari bir yaşam düzeyini temin etmektir.

        Devlet bunları sağlayamazsa “aciz” duruma düşer, vatandaşlar nezdinde “güven” kaybeder ve bunun sonucunda da vatandaş tutunacak “başka dal” arayışına yönelir.

        SEÇİM GÜVENLİĞİ

        Devletin vazgeçilmez, devredilmez görevi seçimleri; adil, eşitlikçi ve güvenlik ortamında yapılmasını sağlamaktır.

        Devlet; seçim sandıklarını koruyamıyorsa, oy kullanıyorken seçim güvenliğini sağlayamıyorsa, halk kendisini kim yöneteceğini özgür bir ortamda seçemiyorsa; o ülkede demokrasiden de, devletin etkinliğinden söz edilemez.

        Valilerin başvurmasıyla İlçe seçim kurulları, yüksek seçim kurulu, sandıkların birleştirilmesine “taşımalı oy” kullanılması konusunda karar verirse; bu seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Kanun’a ve Anayasa’ya aykırı olur.

        Valilerin oy verme gününde “seçim güvenliği”nin sağlanamayacağını yazılı metine “itiraf” etme noktasına gelmeleri, her şeyden önce kendileri, kendi varlık nedenlerini ortadan kaldırmak anlamına gelir. Güçlü, etkili ve halkına güven veren bir devlet organizasyonu; en çetin koşullarda bile “seçim güvenliği”ni hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde sağlar.

        Sonuç olarak: Devlet; seçim güvenliğini sağlayamazsa, vatandaşın mal ve can güvenliğini de sağlayamaz, varlık nedenini yitirir, “mefluç” hale gelir.

        Diğer Yazılar