Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1 Kasım seçimleri çeşitli açılardan değerlendirebilir, ancak; lafı eğip bükmeden söylemek gerekirse seçimler; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi başarısı ve tartışmasız zaferidir. Bu arada; 1 Kasım seçimleri; muhalefetin de kesin yenilgisi ve hüsranıdır. Seçim sonuçları halkın “AK Parti dediğini, koalisyona soğuk baktığını, istikrar istediğini ve ülkemizde muhalefet sorunu olduğunu” gösterdi.

        Öte yandan; vatandaş, Davutoğlu’nun Erdoğan’la kurduğu siyasal ve yönetsel ilişki biçimini ve aralarındaki “uyum”u onayladığını ve Davutoğlu’nun da liderliğini tescil ettiğini gösterdi.

        Ayrıca; 1 Kasım, seçmenle basın ve entelektüel kesim arasındaki öncelikler ve gündem farkını da ortaya çıkartı. Seçmen; demokratik hak ve özgürlükler, basın ve ifade özgürlüğü, çoğulculuk, katılımcılık, insan hakları gibi konulara “öncelik” vermediğini, önceliğinin refah, güvenlik ve istikrar olduğunu ortaya koydu. Diyebiliriz ki; seçmenin 7 Haziran’da muhalefete tanıdığı şansı, muhalefet kullanamadı. AK Parti’de, siyasi “savaş”ı kazandı, bundan sonra “barış”ı kazanması gerekir. Bu konuda “olumlu” işaretler alındığını söyleyebiliriz.

        Başbakan Davutoğlu; seçimlerden hemen sonra yaptığı konuşmalarda, “Yenilenen yoktur. Kazanan milletimizdir, Cumhuriyetimizdir, demokrasidir. Hazreti Mevlana’nın sevgi tohumunu ekeceğiz. Herkesin hukuku güvence altındadır. 78 milyonun Başbakanıyım. Kimse ayrıcalık yapılacağı vehmine kapılmasın” mesajlarını verdi.

        CHP yenilenmeli

        AK Parti “çatışmacı” konjonktürden çıkarak kapsayıcı, kucaklayıcı, sevgi esaslı bir politika uygulamak istediği izlenimini vermektedir. Davutoğlu’nun, “demokrasiden, hukuktan, merhametten, şevkatten, sevgiden geriye bir adım gidilmeyecektir. Herkesin hukuku güvence altındadır. 78 milyon vatandaşın hukuku mutlak şekilde korunacaktır.

        Bütün vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği, fikir ve inanç özgürlüğü bizim teminatımız altındadır” şeklindeki sözleri; geleceğe dönük “olumlu” işarettir, umut vericidir ve “yumuşama” izlenimini güçlendirmektedir. Başbakan Davutoğlu; seçim başarısının nedenlerini de, “samimiyet, istikrar ve gelecek” biçiminde özetledi. Bu arada; CHP’nin “sıçrama” yapamayışı; iktidarı denetimsiz bırakıyor, demokrasinin önünü tıkıyor. CHP’nin tepeden tırnağa yenilenmeye, radikal değişime ihtiyacı var. Oysa; CHP bugün “koma”daki bir hasta gibidir. Bu lider ve yönetim yapısıyla “koma”dan çıkamaz, sağlığına kavuşup iktidar yarışına katılamaz. CHP; yeni hikaye yazamıyor, halkın kılcal damarlarına nüfus edemiyor, halka dokunamıyor, ne yapsa halkta karşılık bulamıyor. Yıllarca partiye gönül vermiş, emek harcamış, toplumda karşılığı olanları adeta dışlıyor. Sonuç olarak: Yeni bir başlangıçtayız. Muhalefet sorunu aşılmadan demokrasiyi sağlıklı bir biçimde işletemeyiz.

        Diğer Yazılar