Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eğitimde bir sorun varsa; dalga dalga yayılarak ekonomiden politikaya, sosyal yaşamdan aile hayatına, bilim ve teknolojiden uluslararası ilişkilere kadar her alanda soruna dönüşür. Eğitim problemini çözemezsek, “ideoloji”den arınmış “çağdaş” bir eğitim sistemini uygulamaya koyamazsak; hiçbir problemi çözemeyiz, tüm “gelişmişlik endeksi”nde alt sıralarda yer almaktan da kurtulamayız. Uygulanan eğitim sistemi “ideoloji”den esinleniyor, ezbere dayanıyor, öğrencinin anlama, analiz etme ve sonuca ulaşma yeteneğini yeterli ölçüde geliştirmiyor. Okullarda öğrenme ezbere dayanıyor, öğrenciler en çok matematikte ve okuduğunu anlamada zorlanıyor.

        Böyle olunca da; katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz, paramızın değerini koruyamıyoruz, teknolojide ilerleyemiyoruz. Soran, sorgulayan, yorumlayan, bilimsel düşünen değil; okuduğunu anlamayan bir nesil yetiştiriyoruz. Geldiğimiz noktada “politika”dan arındırılmış bir “eğitim reformu”nu gerçekleştirmek zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)nün 2000’den bu yana 3 yılda bir yaptığı (PISA) yarışmasının 2015 sonuçları; ülkemiz bağlamında eğitimde “acı tablo”yu ortaya koyuyor.

        PISA yarışması 2015’de 72 ülkede 15 yaşındaki Lise öğrencilerine uygulandı. Türkiye’den 187 okuldan 5 bin 895 öğrenci katıldı. Matematikte 2012’de 44. sıradaydık 49. sıraya düştük, fende 43. sıradan 52. sıraya indik, kendi dilinde okuyup anlama 41. sıradan 50. sıraya geriledik.35 (OECD) ülkesi arasında 34. sıradayız.

        NEDEN ÇOK GERİDEYİZ?

        PISA sonuçlarına göre 2015’de bilim ve matematikte 2006 seviyesine, kendi dilimizde Türkçe okuyup anlamada da 2006’daki puanın da altına düşmüş durumdayız. Bu arada; 15 yaşındaki Lise öğrencisi çocuklarımız “bilim öğrenmekten zevk alma endeksi”nde 70 ülke içinde 65.sıraya düşmüşler. Öte yandan; Türkiye’de “PISA Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Endeksi”nde en alt yüzde 20’lik dilimde olanların oranı ise yüzde 4.4. Bu tablo; gelir dağılımı adaletsizliğini anlatıyor. En alt dilimde olanlar “dezavantajlı” okullarda yetersiz eğitim alıyorlar.

        Eğitim uzmanları, başarısızlığın nedenlerini;

        Sık sık eğitim sisteminin değiştirilmesine,

        Kalabalık sınıflara, öğretmenlerin maddi sorun yaşamalarına,

        Öğrencilerin kaç zayıfı olursa olsun, Öğretmenler Kurulu kararıyla sınıf geçirilmelerine,

        Öğretmenlerin yeterli meslek içi eğitime tabi tutulmamalarına,

        Öğrencilerin yetersiz beslenmelerine,

        Proje okulları uygulamalarına, öğretmenlerin rotasyona tabi tutulmalarına bağlıyorlar.

        Sonuç olarak: Yabancı dil bilen, Türkçeye hakim, iyi eğitimli, teknolojiyle, bilimle, fenle, matematikle sorunu olmayan bir kuşak yetirmeliyiz.

        Diğer Yazılar