Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstatistiklere göre ülkemizde üniversite mezunlarının yüzde 49’u, yüksek lisans yapanların yüzde 45’i, doktora yapanların ise %46’sı kadın.

        Ancak; ne yazık ki, bu kadar nitelikli katın potansiyeli iş gücünde, istihdamda yeterince yer almıyor.

        Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl yayınladığı “Cinsiyet Eşitliği Raporu”nda Türkiye, 144 ülke içinde 130. sırada.

        Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD) ülkeleri arasında da kadının iş gücüne katılım oranı en düşük ülke, Türkiye.

        Bu arada; iktisatçıların senaryosuna göre Türkiye’de, kadın iş gücü oranının yüzde 30’lardan OECD ortalaması olan yüzde 63’e yükselmesi halinde ulusal gelirimiz, 2025’de yüzde 20 oranında artacak.

        Kadının çalıştığı iş yerinde üretim ve verimlilik artıyor. Biz, Ege-Koop olarak bugüne kadar çeşitli meslek gruplarıyla oluşturduğumuz 200’den fazla kooperatifin büyük bir bölümünde kooperatif başkanları ve yönetim kurulu üyeleri kadınlardan oluştu.

        Kadınların yönettiği kooperatifler hem üretimde, hem de kalitede “öncü” oldular. Kadın elinin değdiği iş, her zaman iyi sonuçlanmıştır.

        Unutmayalım; kalkınmanın anahtarı; kadın iş gücü ve kadın-erkek eşitliğidir.

        KADINLAR ÖNEMLİ

        Türkiye Sanayici ve İş adamları Derneği (TUSİAD), 2016 yılı’nın son toplantısını kadınlara ayırdı ve uluslararası danışmanlık şirketi MC Kinsey’e yaptırdığı “Kadınlar Önemli” araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

        Araştırma Türkiye’nin önde gelen 102 şirketinin en alt düzeyden genel müdür seviyesine kadar 240 bin çalışanını kapsamaktadır.

        Araştırma sonuçlarına göre; Türkiye’nin “lider şirketlerinde” kadınlar, toplam çalışanların yüzde 41’ini oluşturuyor. Banka ve sigorta şirketlerinde çalışan kadınların oranı yüzde 56. Finans Sektörü dışarıda tutulduğunda “lider sektörlerde” kadınların temsil oranı yüzde 30’a düşüyor.

        Bu arada; istatistiklere göre hiçbir sosyal etkinliğe katılmayan kadınların oranı yüzde 44, 0-6 yaş grubunda çocukları olan kadınların yüzde 69’u çalışmıyor, evde oturuyor.

        Oysa; kadını istihdamda, bilimde, politikada, sosyal yaşamda “öncü konuma” getirmeliyiz.

        Öte yandan; kadına yönelik şiddet, katliamlar ve cinsel taciz gözle görülür bir şekilde artarken, Türkiye kadın-erkek eşitliğinde Avrupa’nın çok gerisindeyken, kadın istihdamının düşük olması, okuma-yazma bilmeyen kadın sayısının 8 milyonu bulması; kalkınmanın da, büyümenin de, adil refah paylaşımının da önündeki en büyük engeldir.

        Sonuç olarak: Kadının iş gücüne katılım oranının yükselmesi; ekonomik büyümenin ve ulusal gelir artışının en etkili aracıdır.

        Yeni Yılın ülkemize huzur, birlik, beraberlik, ulusumuza da sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.

        Diğer Yazılar