Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2017 yılı bütçesi TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken yapılan konuşmalar ve bakanlık açıklamaları; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bugünkü yapısıyla ancak; “bütçe” desteğiyle yaşadığını göstermektedir.

        Bu nedenle; emekli maaşları artırılamıyor, primlerini ödedikleri halde “yaşa takılanlar” erken emekli edilemiyorlar.

        2017 yılı bütçesi; emekli memurların Ocak’tan itibaren yüzde 3 oranında artırılmasını öngörüyor.

        Ortalama emekli memur maaşının 2 bin TL olduğu düşünüldüğünde yapılan zammın (2 kilo et parası) olduğu görülür. Bu durumun sosyal devlet anlayışıyla açıklanması oldukça zordur.

        Diyebiliriz ki; sosyal güvenlik sistemi bugünkü koşullarda, hem kapsamındaki yurttaşları “açlık-yoksulluk sınırı”nda yaşatıyor, hem de ekonomiye, bütçeye “kara delik” oluşturuyor.

        Oysa; sosyal devlet felsefesi yaşlı, emekli; dul ve yetime “asgari yaşam koşulları”nı vaad ediyor.

        Ülkemizde “aktif çalışan” nüfus 20.9 milyon, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında emekli olanların sayısı 15.5 milyon.

        Aktif çalışanlarla (20.9 milyon) emekli maaşı alanların (15.5 milyon) toplam sayısı 36.4 milyondur. Nüfusumuzun tamamına yakını “sosyal güvenlik şemsiyesi”ndedir.

        2015 yılında SGK 152 milyar TL emekli aylığı ödedi, çalışanların ve emeklilerin bakmakla yükümlü olanlarının sağlık harcamalarına katkısı 59.3 milyar TL oldu.

        Buna karşılık “aktif çalışanlar”dan toplanan prim 159.4 milyar TL oluşan 52 milyar TL’lik açık bütçeden karşılandı.SGK sistemimiz bugünkü yapısıyla bütçe desteğiyle yaşıyor.

        SENDİKALAR NE YAPIYOR?

        Toplum örgütlü değilse; işçilerin grevli, toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme özgürlüğü fiilen kullanılamıyorsa; standardı yüksek bir demokrasiden söz edilemez.

        İşçi sendikalı değilse “emek mücadelesi” yapamaz, “hak arama özgürlüğü”nü kullanamaz.

        Unutmayalım ki; demokrasinin ve refahın yolu örgütlülükten geçer.

        Bu arada; ülkemizde 2 milyon 452 bin 249 memurun 1 milyon 756 bin 934’ü sendikalıdır. Memurlarda sendikalaşma oranı yüzde 71.64.

        Toplam işçi sayısı 13 milyon 38 bin 351. Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 499 bin 870. İşçilerde sendikalaşma oranı yüzde 11.50. Sonuç olarak: İşçi örgütlü değilse; demokrasi, özgürlük, emek ve hak arama mücadelesi veremez.

        Diğer Yazılar