Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin kredi notu uluslararası 3 önemli derecelendirme kuruluşunca “yatırım yapılamaz” seviyeye indirilmiş durumda. Böylece; Türkiye, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunun üçünün de “yatırım yapılabilir” notunu kaybetmiş oldu.

        Notumuzu düşüren iki kuruluşla (Moody’s ve Fitch) sözleşme imzalamışız, hazineden para ödüyoruz. Standard & Poor’s ile sözleşmemiz sona erdiği için para ödemiyoruz.

        Bilindiği gibi; yabancı yatırımcılar, bu kuruluşların notuna bakarak ülkelere doğrudan yatırım yapıyorlar, fon ve hisse senedi satın alıyorlar, ya da notun seviyesi “yatırım yapılamaz” ise o ülkelere yatırım yapmıyorlar, mevcut paralarını da geri çekiyorlar.

        Bu duruma ne üzülelim, ne de hafife alalım. Hedefimiz; kredi notumuzu yeniden yükselterek “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine gelmek olsun.

        1990’da, 3 uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye’ye “yatırım yapılabilir ülke” notunu vermişti, 4 yıl sonra, 3 kuruluş da 1994’de notumuzu “yatırım yapılamaz ülke” seviyesine indirdi. Bu süreç, 2011 yılına kadar devam etti.

        Bu kez; 2012’de Fich, 2013’de de Moody’s notumuzu yeniden “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkardı. Yabancı yatırımcılar için iki kuruluşun “yatırım yapılabilir” notu yatırım yapmak için yeterlidir.

        ŞİMDİ NE YAPMALIYIZ?

        Kredi derecelendirme kuruluşlarının müşterileri bir ülkeye yatırım yapmak, borç vermek için ana para parasını ve faizini geri alıp alamayacağına bakarlar.

        Yapılacak olan ekonomik performansımızı artırmak, demokrasinin kalitesini yükseltmek, siyasal istikrarı ve hukuk güvenliğini sürdürülebilir kılmak olmalıdır.

        Bu arada; terörün yaygınlaşmasının, enflasyonun ve işsizliğin yükselmesinin, yatırımların azalmasının, yabancı yatırımcıları “caydıracağı”nı da unutmamalıyız.

        Öte yandan; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının her zaman “objektif” kriterlere göre not değerlendirmesi yaptığı da söylenemez. Tıpkı Avrupa Birliği’nin yaklaşımında da olduğu gibi zaman zaman Türkiye’ye “ön yargılı” davranıldığı, haksızlık yapıldığı da karşılaşılan bir durumdur.

        Notumuzu yeniden “yatırım yapılabilir” seviyesine çıkarmak için ekonomiyi siyasetin önüne geçirmemiz, demokrasinin kalitesini yükseltmemiz, hukuk güvenliğini sağlamamız önceliğimiz olmalıdır.

        Diğer Yazılar