Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        17 Nisan sabahı Türkiye ya mevcut parlamenter sistemi koruyarak ya da sistemi değiştirip “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli”yle uyanacak.

        Referanduma (halkoyuna) sunulan anayasa değişikliği; Başbakanlık makamını devreden çıkaran ve Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini artıran, parlamentonun hükümet üzerindeki denetimini sınırlandıran yepyeni bir “yönetim modeli”ni öngörmektedir.

        Bu; Cumhuriyet döneminin en “radikal” anayasa değişikliği önerisidir.

        Bizler; bu öneriye en kutsal vatandaşlık haklarımızdan olan “seçme hakkı”mızı kullanarak “evet” ya da “hayır” diyeceğiz.

        Her iki tercih de meşrudur, demokratik haktır. Unutmayalım ki; Türk halkının sağduyusu, feraseti, vatanseverliği en zor koşullarda ve en çetin problemi kırıp dökmeden çözme becerisini ve erdemini göstermiştir.

        Bu kez de; Türk halkının sağduyusu en sağlıklı kararı verecek, en doğru yolu gösterecektir.

        17 Nisan sabahı 80 milyon hepimiz, havasını soluduğumuz, nimetlerini paylaştığımız, külfetini yüklendiğimiz bu güzel vatanımızda yeni bir umuda ve başlangıca adım atacağız.

        Sonuç ister “evet” isterse “hayır” olsun; halkımızın kararı en doğru karardır, başımızın üstünde yeri vardır.

        HALKIN SAĞDUYUSU

        Halk oylaması; “doğrudan demokrasi” yöntemi ve uygulamasıdır. Bu süreçte esas olan; adil, eşitlikçi ve baskısız bir “tercih ortamı”nın oluşturulmasıdır. Toplum vicdanını rahatsız etmeyecek, incitmeyecek bir özgürlük zeminin hazırlanması ülkeyi yönetenler için “şerefli” bir görevdir.

        Ulus olarak referandumdan beklentimiz; sonuç ne olursa olsun “meşruiyet” ve toplumsal katılım duygusunun oluşmasıdır.

        Anayasa kadar önemli olan seçim kanunu ile siyasi partiler kanunun da demokratik ve eşitlikçi bir anlayışla hazırlanmasıdır.

        Milletvekilleri özgür ve katılımca bir parlamento için milletvekili adayları liderlerin “atama” yoluyla değil; “ön seçim”le belirlenmeli, barajsız ya da çok düşük barajlı bir parlamento kompozisyonu oluşmalıdır.

        Lider sultası yerine, gücünü doğrudan halktan alan ve kendisini seçen halka karşı sorumlu hisseden, hesap veren, boş kağıda imza atmak zorunda kalmayan özgür milletvekili, çoğulcu, katılımcı ve şeffaf demokrasinin sigortasıdır.

        Bunun yanında; referandumda, seçimlerde geniş ve özgür seçme hakkı, güçler ayrılığı; denge, denetim, bağımsız yargı, ifade özgürlüğü nitelikli demokrasinin “olmazsa olmazı”dır.

        Sonuç olarak: Sonuç “evet” de olsa, “hayır” da olsa; Türk halkının sağduyusu ve feraseti; en doğru yol göstericidir.

        Diğer Yazılar