Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her alanda özverili olan, buna karşılık haksızlığa uğrayan, şiddet gören, katledilen, cinsel tacize maruz kalan, istihdamda pay sahibi olmayan, yoksullukla boğuşan kadınlar, her şeye rağmen aileye erkeklerden beş kat daha fazla zaman harcıyor. Kadın; ailede hem “düzenleyici” rol oynuyor, hem de ailenin yükünü taşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)nun verilerine göre; erkekler hane halkı ve aile bakımına günde 53 dakika zaman harcarken kadınlar; 4 saat 35 dakika zaman harcıyor. Kadınlar; aileye erkeklere göre 5.2 kat daha fazla vakit ayırıyor.

        Kadınlar; yaşamın içinde, hangi sahada ve hangi düzeyde olurlarsa olsunlar erkeklere kıyasla daha “olumsuz” koşullarda sahaya çıkıyorlar. Bu arada; Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nün rakamlarına göre; Türkiye’de 15-29 yaş gurubunda olup da ne bir işte çalışan, ne de okul ya da eğitimde olmayan kadınların oranı %42.8. Bu tablo; ülkemiz adına “utanılacak” bir durumu ortaya koyuyor.

        Bu tablonun anlamı; genç kuşağın yarısı olan kadınların yaklaşık yarısı üretim ve eğitimin dışında, atıl durumda “boşta” demektir. Kadınları üretimde ve eğitimde olmayan, evlenip eve “mahkum” olan, dört duvar arasına sıkışan bir toplumun geleceği parlak ve ufku açık olamaz. Böyle bir toplumun erkekleri de “özgüvenli” olamaz. Kadınları önde olmayan toplumların “geri kalmaları” kader haline gelir.

        Ekonomik krizlerden en çok etkilenen “genç kesim” oluyor. Ekonomik krizler; gençlerin hayallerini ve geleceğe bakışlarını karartıyor.

        ONLARSIZ TOPLUM...

        Günümüzde, gençler bağlamında karşılaştığımız en “acı” tablo; yüksek işsizlik, evlenememe, tek başına hayat kuramama ve geçimini sağlayamama gerçeğidir. Bu arada; küresel ekonomik krizin toplum yaşamına yansıması; refahı “olumsuz” etkiliyor, bu durum da geleceğe bakışı “karamsar” yapıyor, ayrıca; siyasal sonuçları da etkiliyor.

        Demokratik “özgürlüklerinin alanı daraltılmış” işsiz ve eğitimsiz “boşta” gençlik ilerlemek, kalkınmak ve büyük ülke olmak isteğinin önündeki en büyük “bariyer”dir. 2015 itibariyle; ne işte ne de okulda olmayan gençlerin (15-29 yaş dilimi) oranı %29.8. Bu konuda OECD ülkeleri arasında, ne yazık ki ilk sıradayız.

        Gençlerin %23.8’i ne iş gücünde, ne de eğitimde. Bu oran; ülkemizde işgücüne katılımın “düşük” olduğunun bir göstergesidir. Kadınları ve gençleri işsiz, eğitimsiz “boşta gezen” bir toplum; geleceğe dönük umut veremez ve vizyon sergileyemez.

        Sonuç olarak: Gençlerin ve kadınların sorunları ötelenemez, çözümü geciktirilemez bir noktaya gelmişiz. Kadınsız ve gençsiz toplum; “kanatsız kuş”a benzer uçamaz.

        Diğer Yazılar