Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Özgürlükler kenti olan İzmir; son yıllarda “kalitesi artan”, “değer yaratan” ve “yaşanabilir kent” olma yolunda ilerliyor.

        Kentlere hayat veren, ruh veren o kentte yaşayan insanlar ile yerel yönetimlerdir.

        İzmir’in insanları özgürlüğe, demokrasiye, hoşgörü ortamında birlikte yaşamaya odaklanarak bir “kalite” yaratmışlardır. İzmir; eğitimi, sanatı, kültürel faaliyetleri önceleyen ve “kaliteli” yaşamı seçen, çevreye duyarlılığı yüksek olanların “nitelikli” göçüne sahne olmaktadır.

        Bu “nitelikli” göç; sadece İstanbul’dan değil, Ege’nin çevre illerinden ve ilçelerinden de olmaktadır.

        Bu süreç; doğal olarak konut fiyatlarını da yükseltmiştir. Son bir yıllık dönemde, konut fiyatları İstanbul’da %4.3, Ankara’da %3.2 “reel” düşüş gösterirken İzmir’de konut fiyatları %7.7’lik bir artış kaydetmiştir.

        İzmir’de konut fiyatlarında oluşan bu artış eğilimi sosyolojik olarak dar ve sabit gelirliler açısından konuta erişimi de o ölçüde zorlaştırmaktadır.

        Rant tabanında varlılıklara yönelik kentleşme; ekonomik ve sosyal çelişkiyi, toplumsal adaletsizliği de beraberinde getiriyor.

        BETONLAŞMA

        İzmir’de hızlanan kentleşme; ranta ve betona dayalı bir “arz” artışını düşündürüyor.

        Oysa; insan odaklı sağlıklı kentleşmede temel felsefe; rant hedefli olmaması, kent dokusu içinde çevre ve sosyal unsurları birlikte barındırmasıdır.

        Yerel yönetimlerin de en önemli görevi; kent dokusunu korumak, canlı tutmak, “nitelikli” nüfusla dar ve sabit gelirlilerin birlikte soluk alacakları “yaşanabilir” kent ortamını oluşturmaktır.

        Bunu sağlamak için kentsel dönüşüm kaçınılmaması gereken önemli bir fırsattı, ancak; bu fırsat İzmir’de ne yazık ki, yeterince değerlendirilemedi. Yüksek katlı plazalar, lüks siteler ve eski binaları yıkıp yerine “parsel bazında” yeni binalar yapmak asla kentsel dönüşüm değildir.

        Bu süreci öngören Ege-Koop; her zeminde kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme dönüşmemesini dillendirmiştir, bu söylemine de devam etmektedir.

        Sonuç olarak: İzmir’i sürdürülebilir,”kaliteli” kent yapmak için elimizi taşın altına koymaya hazırız ve bu konuda ortak irade sergilenmesini de bekliyoruz.

        Diğer Yazılar