Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz hafta, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı makamında ziyaret ederek Ege-Koop Proje Merkezi’nin hazırladığı “İzmir Sağlık Serbest Bölgesi” projesi hakkında ayrıntılı bilgi sunma olanağını buldum.

        AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait ve Ege-Koop Ankara Temsilcisi Faruk Demir ile Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı’nın da bulunduğu görüşmede Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz; İzmir’in sorunlarını bildiğini, bakanlığının görev alanındaki konularda da bugüne kadar gerekli desteği verdiğini ve İzmir’in “Sağlık Serbest Bölgesi” için de yeterli “potansiyel”e sahip olduğunu söyledi.

        HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL

        Kalkınma Bakanlığı’nın omurgasını Devlet Planlama Teşkilatı oluşturmakta, Başbakan’ın başkanlığındaki yatırımcı bakanların üye olduğu Yüksek Planlama Kurulu’nun gündeminin hazırlanması ve sekretarya hizmetleri de Kalkınma Bakanlığı’nca yürütülmektedir. Kalkınma Ajansı da, Bakanlıkla organik ilişki içindedir.

        Kalkınma Bakanı Yılmaz; mütevazı kişiliği, içtenliği, konuya hakimiyeti ve İzmir’in hak ettiği noktaya gelmesine ilişkin “samimi” değerlendirmesiyle dikkat çekmektedir. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz; kamu kaynaklı yatırımların yüzde 40’ını yönlendirip kontrol eden Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın İzmir Milletvekili olmasının İzmir’e yapılacak yatırımlar bakımından taşıdığı önemi de vurguladı.

        Bakan Yılmaz İzmir’in kentleşme, ekonomik kalkınma ve yatırımlar açısından “hak ettiği” yerde olmadığını da içtenliğiyle dile getirdi. Ege-Koop Proje Merkezi’nin “İzmir Sağlık Serbest Bölgesi” projesinin henüz bakanlığına intikal etmediğini belirten Yılmaz; İzmir’in kalkınmasına ilişkin olarak özetle şunları söyledi:

        “Sağlık Serbest Bölgesi Ekonomi Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın da görev alanı içindedir. Ancak; son kararı Başbakan’ın başkanlığındaki Yüksek Planlama Kurulu verecektir. Konu olgunlaşma safhasındadır. Bağlayıcı bir beyanda bulunmak istemiyorum. Ancak; İzmir’in potansiyeli Sağlık Serbest Bölgesi için yeterlidir.

        İzmir; kentsel altyapı, ekonomik gelişme ve kalkınmada hak ettiği yerde değildir. İzmir’de 1980 sonrasındaki ekonomik değişim süreci iyi yönetilemedi. İzmirli işadamları ve siyasiler, değişime uyum sağlayamadılar. Tercihleri gerçekçi bir şekilde yapmak gerekir. Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım; kamu kaynaklı yatırımların % 40’ını yönlendirip kontrol etmektedir. Bu, İzmir için bir şanstır. Kalkınma Bakanlığı olarak İzmir’in raylı sistemi konusunda gerekli desteği verdik. İzmir Kalkınma Ajansı’nın projelerine de bakanlık olarak olumlu bakıyoruz...”

        SAĞLIK SERBEST BÖLGESİ

        Kalkınma Bakanı Yılmaz’la görüşmemizde, “İzmir Sağlık Serbest Bölgesi”nin “ana tema”sı “herkes için sağlık” olan EXPO-2020 sürecindeki önemini vurguladım. Ziyaretimiz sırasında, Bakan Yılmaz’a ana hatlarıyla aktardığım görüşler de şöyledir: Ne yazık ki İzmir, bugün “emekliler kenti”ne dönüşmüştür. İzmir kent kimliğinden yoksundur; kültür kenti mi, turizm kenti mi, fuar kenti mi, liman kenti mi, sanayi kenti mi, üniversite kenti mi belli değil. İzmir’in Sağlık Serbest Bölgesi ilan edilmesi; İzmir’e her kesimde kabul görecek “Sağlık Kenti” kimliği kazandıracaktır. EXPO 6 ay sürmekte, oysa Sağlık Serbest Bölgesi, 12 ay hizmet verecektir. Bu nedenle; EXPO’dan daha önemlidir. Kaldı ki; Kanun Hükmünde Kararname; Türkiye’de birden fazla Sağlık Serbest Bölgesi kurulmasına olanak sağlamaktadır.

        Sonuç olarak: Kalkınma Bakanı Yılmaz’ın İzmir’e ilgi duyması ve sıcak yaklaşımı, proje için önemlidir.

        Diğer Yazılar