Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        10 partinin desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu, 3 gün önce, İzmir’de sivil toplum örgütleriyle, basınla bir araya geldi, Zübeyde Hanım’ın Anıt Mezarı’nı ziyaret etti, iftar yemeğine katıldı.

        Ancak tüm bu temasları sırasında bir “yalnız adam” görüntüsü sergiledi.

        İhsanoğlu’nu seçim kampanyasının ortasına bırakan CHP ve MHP, ortalıkta pek görünmek istemiyor gibi bir izlenim yaratıyor.

        Oysa İhsanoğlu’nun aday gösterildiği ilk günlerde, CHP ve MHP, güçlü oldukları illerde ayrı ayrı büyük mitingler düzenleyecekti.

        Ne var ki bugüne kadar CHP ve MHP, geniş katılımlı toplantılar, büyük mitingler düzenlemek bir yana örgütlerini bile sahaya “tam kadro” sürmedi.

        Buna karşılık Başbakan Erdoğan, her gün bir büyük ilde görkemli mitingler düzenledi, binlerce kişilik iftar yemeklerine katıldı, mitinglerde ve iftarlarda yaptığı konuşmalar 18-20 televizyon kanalı tarafından “canlı” yayınlandı.

        AK Parti teşkilatı “tam kadro” seçim kampanyasında görev aldı, gece-gündüz ev ev, cadde cadde insanlarla birebir ilişki kurarak çalıştı.

        Bilindiği gibi siyasal iletişimde ve siyaset sosyolojisinde “algı” çoğu zaman “olgu”nun önüne geçmektedir.

        Başbakan Erdoğan’ın ve AK Parti teşkilatının yürüttükleri büyük kampanyayla yarattıkları “algı”, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini “açık ara” kazanacağı şeklindedir.

        Bunun yanında İhsanoğlu’nun kazanacağına olan inanç, her geçen gün biraz daha azalmaktadır.

        Bunun nedeni, CHP ve MHP’nin İhsanoğlu’nu yalnız bıraktığı, “düşük doz”da destek verdiği “algı”sının yerleşmesidir.

        Bu koşullarda CHP ve MHP seçmenini sandığa götürmek giderek zorlaşacaktır.

        CHP ve MHP sahaya inecek mi?

        Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun İzmir ziyaretini özetlemek gerekirse sıradandı.

        İzmir basını ve kamuoyu önceden hazırlanmadığı için istenilen ölçüde katılım sağlanamamıştı. CHP ve MHP sahada yoktu. Bu seçmen tavrı üzerinde olumsuz etki yarattı.

        Bu arada iki dönem İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği gibi dünyanın ikinci büyük uluslararası kuruluşunu başarıyla yöneten Ekmeleddin İhsanoğlu, seçkin bilim adamı ve “rafine” bir diplomattır.

        Benim de katıldığım Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki toplantıda, İhsanoğlu, Türkiye’nin uygulanan dış politikasını eleştirerek, “Bölgede etkisini kaybettiğini, Ortadoğu denkleminde artık yer almadığını” söyledi.

        İhsanoğlu, “Büyük laflardan kurtulmak gerekir. Birilerinin tezlerini gerçekleştirme çabasından uzaklaşmak gerekir. Sabah akşam Gazze deyip duruyorsun. Daha bir şişe kan, bir kutu konserve, bir çadır, bir ilaç gönderemiyorsun” dedi.

        “Irak’taki Türkmenler terk edildi, yalnız bırakıldı” şeklinde sözlerini sürdüren Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, “Türkiye kararını iyi vermelidir. Sorun çözen bir Cumhurbaşkanı mı, sorun yaratan bir Cumhurbaşkanı mı?” ifadelerini kullandı.

        İhsanoğlu, Atatürk’ün “Bu millet sahipsiz değildir” ve Celal Bayar’ın da “Milliyetçilik yapılır, söylenmez” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

        Sonuç olarak:

        CHP ve MHP, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra mı sahaya inecek?

        Diğer Yazılar