Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son dönemlerde hiç de alışık olmadığımız şeyler yaşıyor, garip şeylere tanıklık ediyoruz.

        Mesela eskiden sahte içki mi vardı?

        Birileri mutlaka üretirdi.

        Ama sadece kendisi için.

        Bu asla ticari bir meta olmazdı.

        Hele hele ölüm saçan bir meta olması mümkün müydü?

        *

        Biz, pratik bir toplumuz.

        İhtiyaçlar için acil çözümler üretebiliyorsak, bu alışkanlığımızdan kaynaklanır.

        Çocukken suya batmamak ve eğlenmek için oto veya traktör iç lastiği kullanırdık.

        Eskilerin değişiyle ‘şamrel’.

        Biraz özenli olundu mu, bir yaz sezonu idare ederdi bizi.

        Şimdi bakıyorum, o pratik çözümleri üreten insanların çocukları, insanlar suya batmasın diye, içi sünger doldurulmuş can yeleği üretiyor.

        Şaka için değil ama.

        Bunları yüksek paralar karşılığında satarak, insanları ölüme gönderiyor!

        *

        Su geçirmez bir kumaş bulduğumuzda, onu hemen bir yağmurluğa dönüştürürdük.

        Yağmurun hayatımızı olumsuz etkilememesi için iyi bir fırsattı bu zira.

        Veya kıymetli mallarımızı koruma amacıyla kullanırdık.

        Yaşamsal konforumuzu arttıran bir nimetti bizim için o su geçirmez kumaşlar.

        Oysa aynı kumaşlar şimdilerde bazıları için sadece zenginlik aracı.

        Bunları botlara dönüştürüp pazarlayarak kısa yoldan servet sahibi olanlar var.

        Alıcıları mı?

        Bu uyduruk botlarla son yolculuğuna çıkan garibanlar...

        *

        Böyle örnekler saymakla bitmez.

        Pahalı kanser ilacına alternatif olarak üretilen ucuz bitkisel karşımlar mı istersin, yoksa artık mutfak yağını ‘biyodizel’ olarak pazarlayan mı?

        Zaten konumuzda bu değil.

        Yine başa dönersek...

        Alkollü içeceklere uygulanan ağır vergiler hafifletilse, insanlar kaçağın peşinde mi koşacak.

        Üretimi kontrol altında gerçekleştirilen ürünleri tüketecek elbette.

        Bir tarafta onlarca insanımızı kaybetmeyeceğiz, diğer tarafta ise fırsatçıların vurgun yapmasına olanak sağlamamış olacağız.

        *

        Uyduruk can yeleklerinde, ölüm botlarında durum farklı mı sanki.

        Umut peşindeki mülteciler konusunda düzenlemeler yapılsa insanlar bu yolu mu seçerler yoksa kendilerine yeni bir hayatın kapısını açacağını bildikleri yolları mı?

        Yine bu düzenlemeler yapılmış olsa yüzlerce umut yolcusu Ege’nin karanlık sularında can verirken birileri küpünü doldurma imkanı bulabilir miydi?

        *

        Fazla uzatmaya gerek yok.

        Bütün bu faciaların nedeni belli aslında.

        Tıpkı, ‘doğa hiçbir boşluğu affetmez’ sözünde olduğu gibi.

        Yasa düzenleyiciler, ülkeleri dizayn edenler kendilerini korumak adına katı kurallar uygulamaya başlarsa olacağı bu. O uygulamaların ortaya çıkardığı ihtiyaçları fırsatçılar doldurur.Bedelinin ölüm olduğunu bile bile.

        Diğer Yazılar