Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Artık adım kadar eminim; Politikanın şu kısır çekişmeleri olmasa İzmir, dünya yıldızı bir kent olur.

        Öyle kent estetiği, gökdelenleri, AVM’si veya yolları ile değil...

        Her şeyi ile.

        Zira burası, parti rozetlerini bir kenara koydukları anda kenti için çalışan insanlarla dolu.

        Son dönemlerde gördüklerim ve yaşadıklarımdan sonra artık buna iyice kanaat getirdim.

        Mesela Büyükşehir Belediyesi’nin yerelde kalkınma adına gerçekleştirdiği hizmetler...

        Tam da üniversitelerde “kalkınma” dersi olabilecek türden.

        Şöyle bir hatırlatayım dilerseniz...

        Önce şimdi adı mahalle olan köylerin yolları yapıldı.

        O köylerde üretilen süte, çiçeğe pazar sağlandı.

        Yetmedi, daha fazla üretsinler diye fidanları ve hayvanları dağıtıldı.

        Bununla da kalmadı, küçük üreticinin ulaşması mümkün olmayan tarımsal araçlar alınıp kullanımlarına tahsis edildi.

        İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu hizmetleri bir-bir yerine getirirken hiç zorlanmadı.

        Çünkü bunar için bir başka kurumun onayına ihtiyaç yoktu.

        Yani işin için siyaset girmeden bu işler yapıldı ve bitti.

        Bütün bunların anlamını belki kentin göbeğinde yaşayan insan bilemez.

        Ama gidip o hizmetlerden yararlanan insanlarla konuştuğunuzda ne demek olduğunu anlarsınız.

        Bu aralar AK Parti İzmir İl Teşkilatı’nda da bir grup, kent için son derece önemli projelerin peşinde koşuyor.

        Bunlardan bir tanesi ilçelerin sosyal ve kültürel dokularına göre hazırlanan kentsel dönüşüm projeleri.

        Diğeri ise engellilerin yaşam standardını yükseltecek uygulamalar.

        İşin içine siyaset ve rant sokulmaz da, uygulamaya konulursa önemini hep birlikte göreceğiz.

        Bu örnekler bile, bu kente hizmet etmek isteyen insanların varlığını ve iyi niyetini göstermeye yeter de artar bile.

        Üstelik bu kadar da değil.

        İzmir’in ÇED yüzünden kilitlenen projeleri karşısında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında oluşan diyalog ortamı da aynı zihniyetin ürünü zaten.

        Bakan Yıldırım’ın, “İzmir için parti rozetini çıkartmaya hazırım” sözleri benim anlatmak istediklerime tercüman olan bir söylem.

        İzmir’i seven, gelişmesini ve kalkınmasını isteyenlere düşen tek görev var.

        Söz konusu İzmir olduğunda, rozetlerinden kurtulmasını bilmek.

        Bunu yaparlarsa, hizmet adamı olarak anılırlar.

        Aksi takdirde tarih sayfalarındaki yeri, “dikenli çalı” olmaktan öteye gidemez.

        Diğer Yazılar