Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çevreci olduklarını söyleyenler karşı çıktı ve onların temsilciliğini üstlenen iki avukatın başvurusu ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yamanlar’da yaptırmayı planladığı katı atık bertaraf tesisinin önü kesildi.

        Oysa o tesis için yer belirleme sürecinden başlayıp, ÇED raporu alınıncaya kadar son derece meşakkatlı bir süreç yaşanmıştı.

        Tam, “rapor çıktı, İzmir bir sorunundan kurtulacak” derken, mahkemenin durdurma kararı geldi.

        Bundan sonra ne olacağı meçhul...

        Üst mahkeme, o durdurma kararını iptal de edebilir, onayabilir de.

        Ama en iyi koşullarda uzayan yargı süreci nedeniyle kent için hayati bir yatırımın gecikeceği kesin.

        ***

        Açıkça söylemek gerekirse, bu meseleyi yargıya taşıyarak işi düğümleme aşamasına getiren o hukukçulara sormak istediğim bazı sorular var...

        Hatta uzun bir soru listesi...

        Kendileri, öyle bir tesisin Yamanlar’da yapılmasının sakıncalar doğurabileceğini iddia etmişler.

        Peki, bu iddiayı ortaya atarken alternatif bir adres sundular mı?

        Yine onların görüşlerine göre, yapılacak tesisin yeraltı sularını ve bölgenin hava kalitesini tehlikeye düşüreceğine dikkat çekiliyor.

        Acaba bu görüşle yola çıkarken, yapılması planlanan tesisin teknik özelliklerini iddia edildiği sızdırmazlık ve çevre özelliklerini incelediler mi?

        Bu konudaki örnekleri gidip yerinde gördüler mi?

        ***

        Yukarıda saymaya çalıştıklarım sadece proje ile ilgili sorular.

        Ama bir de işin İzmir için taşıdığı önem var.

        Burası yaklaşık 2.5 milyon kişinin yaşadığı bir kent.

        Bir insanın ortalama günde 1 kg. çöp ürettiğini hesap ederseniz, demektir ki İzmirli günde 2.5 milyon kg. çöp üretiyor.

        Acaba bu arkadaşlar, sağlıklı bir şekilde bertaraf edilmeyen çöplerin, bir kent için yangın, patlama ve salgın dahil bir alay riskin kaynağı olduğunu biliyorlar mı?

        Veya bu kadar çöpün çevre ve insan sağlığına zarar vermeden nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda bir çalışma yaptılar mı?

        ***

        Avukat arkadaşların bu sorulara ne cevap vereceklerini bilmiyorum.

        Eğer bir sonraki adımı, yani yapıcı olan yönünü planlamadılarsa veya bir başka deyişle başka seçenekleri planlamadılarsa bu kenti çöp içinde yaşamaya mahkum etmek istediklerini düşünür insan ister istemez.

        Benim naçizane önerim, İzmir’e reva gördükleri bu sonu önce kendileri için denesinler.

        En azından kendi ürettikleri çöpleri hiç atmasınlar.

        Ya da hiç çöp üretmeden yaşamı sürdürmenin bir yolunu bulsunlar.

        Başka ne deyim ki?

        Diğer Yazılar