Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Binali Yıldırım muhtarlara ve müftülere nikah kıyma yetkisi verileceğini açıkladığından beri kadın örgütleri kıyameti koparıyor.

        Henüz ergenliğe erişmemiş, daha buluğ çağındaki kız çocuklarının evlendirilmesinin önüne geçilememişken böyle bir uygulamanın başlatılmasını sakıncalı buluyor kadınlar ve de anneler.

        Uygulamanın sadece bürokrasiyi azaltmak amacı taşıdığını düşünsek bile kimse kadınların bu endişeleri için yersiz diyemez.

        Düşünün bir kere;

        Bu ülkede evlilik ile evcilik oyunu arasındaki farkı bile göremeyen çocuklar evlendirilirken, buna göz yuman muhtarlara bir de nikah kıyma yetkisi verildiğini düşünün.

        Neler olmaz ki?

        Aynı durum din adamları için de geçerli değil mi?

        Bu evlilikler, yasa resmisine izin vermediği için imam nikahı ile gerçekleşmiyor mu?

        Elbette ki, tüm muhtarlar, tüm müftüler dünyanın her yerinde “sapıklık” olarak görünen bu birlikteliklere onay vermiyor.

        Zaten sözüm de sadece küçük gelinlere göz yuman muhtarlarla, onay veren din adamları için.

        ***

        Geriye dönüp baktığınızda bu tür evliliklerin en çok köylerde yaşandığını göreceksiniz.

        Size sorarım;

        Hangi köyde muhtarın haberi olmadan böyle bir iş yapılabilir.

        Köylerde bırakın muhtarın haberi olmadan evlenmeyi, kuş bile uçuramazsınız.

        Hal böyleyken, yasalara rağmen hem yasadışı, hem insanlık dışı bir beraberliğe onay yetkisini bu tür muhtarlara vermenin riskleri ya düşünülmedi, ya da buna karşı bazı önlemler planlandı da kimsenin haberi yok.

        ***

        Bir tarafta kadın örgütleri, diğer tarafta devletin bir bölümü küçücük çocukların kurbanlık koyun gibi satılmasına, babası hatta kimi zaman dedesi yaşındaki adamların koynuna sokulmasının önüne geçmenin yollarını ararken, İzmirli bir kadın, bir kuaför bu sapıklığa kendince savaş başlattı bile.

        Seval Alyürek isimli bu aslan yürekli kadın, önüne servet serseler bile küçük kızların başına asla duvak takmıyor.

        Taktırmaya kalkanı da engellemek için elinden geleni yapıyor.

        Seval Alyürek, bu prensibini işyerinin camına astığı koca duyurularla herkese ilan ediyor zaten.

        Alyürek’in kişisel çabaları şu anda bazı meslek örgütlerinden destek görüyor görmesine.

        Ama o destek o kadar cılız ki, bir türlü toplumsal bir kampanyaya dönüşemiyor.

        Oysa çoktan dönüşmesi gerekirdi.

        ***

        Seval Alyürek örneğini neden verdim biliyor musunuz?

        Eğer bir gün bu ülkedeki muhtarlar ve müftülere nikah kıyma yetkisi verilecekse, en azından o yetkiyi alacak insanların Alyürek gibi örneklerden ders almasına vesile olabilirim umuduyla.

        Diğer Yazılar