Sorumluluk zamanı
Hassas günler yaşıyoruz.
Elbette bitecek.
Ama bitinceye kadar duyarlılığımızın en üst noktada olması gereken bir süreçten geçeceğimiz de muhakkak.
Bu günleri çabuk atlatabilmenin en sağlıklı yolu da kuşkusuz toplumsal olarak herkesin, her kesimin sorumluluğunu eksiksiz yerine getirmesi olacak.
*
İşte bu süreçte sektörel anlamda en önemli sorumluluğu üstlenen kesim turizm.
Zira turizm zaten kötü bir dönem yaşıyordu.
Rusya krizinin çözümü adına atılan önemli adımlarla tam umutlanmışken bu hain girişimi yaşadık.
Çok şükür ki, bu girişim sonrasında öyle önemli bir rezervasyon iptali ile karşı karşıya kalınmadı.
Gelenler de normal programlarını sürdürdüler, sürdürmeye de devam ediyorlar.
*
Turizmciye düşen görev, ülke olarak yaşadığımız günlerin hassasiyetini de göz önüne alarak özellikle yabancı turisti azami şekilde memnun etmek olmalı.
Zira bu dönemde yapılacak en küçük bir hatanın bile farklı şekilde yorumlanacağı unutulmamalı.
Ülkesine yaşadığı tatilden mutlu dönen bir turistin en büyük referans olacağı hiç bir zaman akıldan çıkarılmamalı.
Eğer, zararla kapatılan günlerin diyeti gelenlere ödetmeye çalışılırsa, turizm sektörü belini zor doğrultur.
*
Gelelim böyle bir uyarıda bulunma ihtiyacını neden duyduğuma;
Geride kalan bayram tatilinde ne kalkışma vardı, ne de Ohal.
Sektöre doping olması için iç turizm öyle bir özendirildi ki, akıllara zarar.
Tüm tatil yöreleri tıklım-tıklım doldu.
Ama sonra?
Boş geçen günlerin zararını çıkartma derdindeki üç-beş uyanık yüzünden pek çok insan tatile çıktığına bin pişman oldu.
Endişem, bu dönemde de benzer olayların ortaya çıkması.
Zira böyle durum bir yaşanırsa Türk turizmi kolay kolay kapatamayacağı kadar büyük yara alabilir.
İşte bu nedenle diyorum ki, turizm sektörü bu geçiş sürecinde hassas olmalı, kendini denetlemeyi becerebilmeli, aç gözlülerin iştahlarına gem vurmayı başarmalı.
