Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Büyük sevinçlerle tamamlanan 2016-2017 heyecanı tükenmeden, 2017-2018 kapıya dayandı.

        Tesis fakiri İzmir, tüm olanaksızlıklara rağmen geçtiğimiz sezon 2 play-off şampiyonu çıkardı.

        Altay 3. Lig’de, Göztepe de PTT 1. Lig’de Antalya’da aldıkları vizelerle kentin yüzünü güldüren takımlar oldu.

        Ama futbolda bir gelenek vardır.

        Sonuç ister hezimet, ister zafer olsun, her maçın ardından daha kimsenin teri kurumadan, “biz önümüzdeki maçlara bakıyoruz” denir.

        Bu da demektir ki, şimdi önümüzdeki sezona bakma zamanı...

        Önce birer basamak yukarı çıkanlardan başlayalım:

        Altay imkanları doğrultusunda iskeletini koruyup gerçekçi takviyelerle 2. Lig hazırlıklarına başlıyor. Görünüşe göre zirve yarışı veremese bile bulunduğu ligin hakkını verecek gibi.

        Ama İzmir’in Süper Lig’deki tek temsilcisi ünvanını elde eden Göztepe için iyimser değilim.

        İdari, teknik ve kadro yapılanmasına ve sürecin işleyişine baktığımda Göztepe’de nedenini bir türlü çözemediğim bazı gelişmeler var.

        Her ne kadar Başkan Mehmet Sepil, kendine, taraftara ve kurulacak takıma güvenin tam olduğunu söylese de, içimden bir ses bu icraatların Göztepe yönetiminin iradesi dışında yaşandığını söylüyor. Özellikle siyasette sıkça kullanılan klişe bir deyimle, “Göztepe dış mihrakların etkisi baskısı altında” gibi bir his var içimde.

        Zira sarı-kırmızılı kulüpte son günlerde yaşananlar, bir kulübün özellikle de Göztepe’nin doğal işleyişinden o kadar uzak ki, durumu başka türlü tanımlayamıyorum.

        Yeni sezonda Altınordu’nun futbolu ile yine kente heyecan katacağından eminim. Altınordu’dan beklentim, Türk futboluna yeni yıldızlar kazandırması.

        Hele üstlendiği misyonu yerine getirirken, bir de Süper Lig bileti kaparsa tadına doyum olmaz.

        Buca’dan çok ümitli değilim açıkçası. İç sorunlar yüzünden sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Ama ben Fırtına’nın bu sezonu da 2. Lig’de tamamlayacağı konusunda ümitsiz değilim.

        Fakat Karşıyaka için ne yazık ki aynı şeyleri söylemek mümkün değil.

        Başlangıçta idealist olarak gördüğüm Mutlu Altuğ’un basketbol şubesinin kaynaklarıyla futbolu ayakta tutma çabaları, kadro oluşturmadaki yanlış politikaları ve transfer yasağını düşününce Kaf-Kaf için korkmaya başladım.

        Diğer Yazılar