Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda çalışma hayatında yapılan en önemli reform kuşkusuz kamu kurumları ve belediyelerdeki taşeron işçilerin kadroya alınmasıydı.

        Bu kararla yüzbinlerce insan hem gelecek korkusundan kurtulma fırsatı yaratıldı.

        Ama ne yazık ki, bu süreç bazı kurumlar için de bir başka fırsat yarattı. Malum geçişle ilgili düzenlemeler yapılırken, bazı koşullar oluşturuldu, ortaya bazı formaliteler çıktı.

        Aralarında güvenlik soruşturması ve sağlık raporlarının yer aldığı bu formalitelere aslında kimsenin karşı çıkmaya hakkı yok. Bunlar olması gerekenler.

        Hele hele sağlık raporu konusu son derece önemli. Eskişehir’de ruh sağlığı yerinde olmayan bir araştırma görevlisinin gerçekleştirdiği katliamdan sonra uygulamanın ne kadar doğru olduğu kendiliğinden ortaya çıktı zaten.

        Taşerondan kadroya geçişler sırasında önce “ruh sağlığı yerindedir” raporu istendi.

        Bu haktan yararlanan işçilerin hepsi sosyal güvence sahibi.

        Ama SGK’lı olmaları, o rapor için önlerine fatura çıkartılmasına engel olamadı.

        Yüzbinlerce işçi, “ruh sağlığı yerindedir” yazısı karşılığında 50 TL’den başlayan tutarlarda bedeller ödedi.

        Ama iş bununla bitmedi.

        heyet raporu

        Kesin listelerin açıklanmasından sonra istenen evraklar arasına bu defa “heyet raporu” koşulu kondu.

        Raporun kapsamı büyüyünce, faturası da büyüdü.

        Kamu hastaneleri çalışanlardan bu rapor için en az 100 TL ücret aldı.

        Randevu alamadıkları için özel sağlık kuruluşlarına gidenlerin ödedikleri bedel ise bunun kat kat üzerinde oldu.

        Anlayacağınız yüzbinler için umut anlamına gelen kadroya geçiş, bazı kurumlar için de gelir kapısı oldu.

        Bu haktan yararlananların hepsi bir anlamda kamu çalışanıyken, hepsi sosyal güvence sahibiyken az veya çok bir bedel ödemek zorunda bırakılmaları bence hiç şık bir uygulama olmadı.

        Hele de bunun bir başka devlet kurumu tarafından dayatılarak yapılması, doğrusu bu önemli reforma gölge düşürdü.

        Yukarıda da vurguladım.

        İtirazım kesinlikle rapor istenmesine değil.

        Sağlığı yerinde olmayan çalışanların neler yaptığını gördükten sonra olamaz zaten.

        İtirazım bunun fırsat bilinmesine.

        Belki konuyla pek ilgisi yok ama gündemle yakından ilişkili bir önerim olacak;

        Keşke halkla yakın ilişkisi içinde bulunan tüm kamu personeli ruh sağlığı başta olmak üzere sağlık denetiminden geçirilse de, çalışma hayatına huzur gelse.

        İyi olmaz mı?

        Diğer Yazılar