Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçimin üzerinden 2 haftayı aşkın bir süre geçti...

        İzmir’de pek çok belediye el değiştirdi.

        Eskiler, yenilenen meclislerle kaldıkları yerden devam ediyorlar...

        Ama yeni başkanlar mesaiye biraz farklı başladı. Pek çoğu işe, kadro değişiklikleri ile girişti. Has adamlara yer açabilmek için eskiler kapı dışarı edilmeye başlandı, yerlerine yenileri oturtuldu. Amacı hizmet olan bir başkanın tanıdığı, bildiği ve güvendiği isimleri yanında görmek istemesi kadar doğal bir şey olamaz.

        Böyle bir niyete, böyle bir uygulamaya kimsenin de itiraz etmemesi lazım...

        Ama iş kafatası avcılığına dönerse iş değişir.

        Ne yazık ki, bazı belediyelerde seçim öncesi verilen sözleri yerine getirebilmek için adeta kafatası avcılığı başladı. Çiçeği burnunda başkanlar, parti teşkilatlarına diyet ödemek amacıyla kadro açabilmek için resmen adam doğramaya başladılar.

        Mesleki deneyimine, yararlılığına bakılmaksızın insanlar ‘pardon’ denilip kapı dışarı ediliyor. Yerlerine daha kalifiye bir ekibin geldiğini düşünüyorsanız yanılırsınız. Tahmin edeceğiniz gibi, gelenlerin hemen hepsi, falanca meclis üyesinin kontenjanı, ya da parti teşkilatından birilerinin yakını. Mesleki bilgisine, birikimine deneyimine bakan bile yok.

        TAŞERON İŞÇİLER

        İşin en vahim tarafı ne biliyor musunuz?

        Gönderilenlerin tamamına yakını ya taşeron kadroda çalıştırılanlar, ya da sözleşmeli personel. Yani belediyelerin hamallığını yapmalarına rağmen bir türlü iş güvencesine kavuşturulmamış insanlar. İşin en acı tarafı da özellikle taşeron kadrolarda çalıştırılan pek çok kişinin kovulurken kendilerine en azından bir-kaç ay nefes aldıracak özlük haklarını almaktan bile mahrum oluşu...

        Günlerdir hayretle başkanları yenilenen belediyelerdeki gelişmeleri izliyorum.

        Hemen hepsinde, çalışanlar arasında huzursuzluk tavan yapmış durumda.

        Hele hele başkanla birlikte partinin de el değiştirdiği belediyelerde durum tam bir felaket. Parti teşkilatları, ilçe başkanları resmen belediyelerde kamp kurmuş durumda.

        Deyim yerindeyse pazardan kurbanlık seçen kasap havasında turlayıp duruyorlar...

        Kıyımın en fazla Ak Parti’nin sandıktan galip çıktığı belediyelerde olduğunu tahmin etmek güç değil. Hatta bazılarında ilçe başkanları bu işleri bizzat belediye başkanlarının odalarından yönetiyor. Seçim öncesinde herkese iş-aş, iş garantisi sözü verilen taze başkanlar hala zafer sarhoşluğundan ayılamamış olacaklar ki, kendilerine dikte edilen talimatları aynen yerine getiriyorlar...

        Hitler’in, ‘Yahudi avı’nı andıran bu kıyıma dur diyecek 2 kişi var.

        Birincisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ikincisi de Ak Parti’nin kentteki lideri durumuna dönüşen Binali Yıldırım.

        Kocaoğlu’nun belediye başkanlarını, Yıldırım’ın da parti teşkilatlarını derhal uyarması gerek.Eğer özellikle Yıldırım hemen bu işe el atmaz ve partisini, kendisini sultan sanan kasap zihniyetli ilçe başkanlarından kurtarmazsa, diyeti dönüp kendisini bulur.

        Bu gün olmasa bile yarın Cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkar fatura karşısına...

        Diğer Yazılar