Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FUTBOL dünyası her gün yeni bir olay, sürpriz gelişme yaşıyor. Bu yaşananlar maçların daha renklenmesini, üzerine daha çok konuşulmasını sağlıyor. Geçen haftanın en dikkat çekici karşılaşması şüphesiz Başakşehir’in Galatasaray’ı 4 golle yenmesiydi.

        Galatasaray ile ilgili çok şey yazıldı, yazılıyor. Anlaşılan o ki, bundan sonra da yazılacak, tartışılacak. Bir gerçeğin altını çizmeliyiz. Ünal Aysal’ın başkanlığı döneminde kulüp iyi yönetilmemiş ve yeni yönetime bir yıkıntı bırakılmıştır. Mali açıdan tablonun içler acısı olduğunu sağır sultan duydu.

        Futbol takımının ortaya koyduğu performans, Avrupa ve lig maçları, taraflı tarafsız herkesi şaşırtmaktadır. Aslında sorgulanması gereken çok konu var. Öncelikle; yıllarca çok sayıda alınan ve hiç oynatılmadan gönderilen futbolcuların transferleri masaya yatırılmalıdır. Bu yapılmadan, özeleştiriye gidilmeden sorunun kaynağını bulmak mümkün olmaz.

        Ne yazık ki ülkemizde futbol kulüplerinin yöneticileri, “burunlarından kıl aldırmayan” kişiliklere bürünüp, her şeyi çok iyi bildikleri sanısına kapılırlar. Bu özgüven patlaması onları teknik işlere karışma, yönlendirme yanlışına da itmiştir.

        Spor sayfalarını futbolculardan çok, yönetici ve başkanların ‘ne söylediği’ kaplamaktadır. Oysa, gelişmiş ülkelerde kulüplerin başkanlarını çoğu kimse tanımaz, bilmez...

        Ülkemizde bu çarpık sistemi değiştirmek olası mı?

        Tartışılır.

        Bu değişim olmadığı sürece ne söylersek söyleyelim boştur...

        G.Saray yönetimi sorunu çözmeli

        MUSTAFA Denizli’nin Sarı- Kırmızılı takımdaki sorunla ilgili saptamasına katılıyorum. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden gelen çok sayıdaki oyuncunun bir arada ortak amaca yönlendirilmesi kolay bir iş değildir. Bu tür sorunları çözecek çeşitli metodlar vardır. Çağdaş dünya bu işin üstesinden gelmiştir. Öncelikle oyuncular arasındaki iletişim, etkileşim sağlanmalıdır. Burada teknik heyetin becerisi ön plana çıkmaktadır.

        Herkesin hemfikir olduğu, teknik direktör seçiminin yanlışlığıdır. Arka arkaya iki İtalyan fikri takıma uymamıştır. Yeni yönetimin en önemli sorunu, görevdeki teknik kadrodur. Puan tablosuna bakıldığında ortada ciddi bir geriye düşüş olduğu görülmektedir.

        Koş Beşiktaş koş

        TRABZONSPOR-GAZIANTEPSPOR karşılaşması en gollü maç olmanın dışında, seyir zevki ve heyecanı yüksek bir maçtı. Bir başka temposu yüksek maç Kayseri Erciyes-Beşiktaş arasında geçti. Avrupa’da büyük başarı elde eden Siyah- Beyazlılar, 10 kişi kalmalarına karşın maçı bırakmadı. Uzatmalarda yediği golle ilk yenilgisini aldı. Fenerbahçe derbisi öncesi bu yenilgi moralleri bozmuş olabilir. Üstelik Gökhan’dan yoksun kaldılar. Ancak unutulmasın ki ligin en çok koşan, temposunu düşürmeyen ekibi Beşiktaş, her takım için büyük tehlikedir.

        Gökhan’ın kırmızı kartı tartışılır. Erman Toroğlu’nun eleştirisi biraz ağırdı. Hiçbir futbolcu, üstelik önemli bir maç öncesi kırmızı kart görmek istemez.

        Diğer Yazılar