Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Avrupa Şampiyonası öncesi başlayan kriz sıcaklığını koruyor.

        Milli Takım oyuncuları ile futbol direktörü Fatih Terim arasında yaşananlar, medyada sıkça gündeme gelmişti. Prim sorunu ardından “özür”, hatta “şeref” kelimelerinin çokça dile getirildiğini gördük. Futbolcular adına Arda Turan’ın sözcü olması doğaldı. Takım kaptanı arkadaşları adına teknik direktörle konuşup, sorunları aktarmak ve çözüm yolunu bulmak istiyordu.

        İKTİDAR MÜCADELESİ Mİ?

        Hepimiz, futbolcuların alacağı prim üzerine odaklanmış, hatta bu kadar önemli maçlar öncesi paranın konuşulmasını yadırgamıştık. Zaman içerisinde bazı şeyler daha netleşti. Öncelikle, Arda Turan prim konusunda ikna edici açıklamalar yaptı. Bunun ardından, kampta bulunanlar asıl sorunu dillendirmeye başladılar. Anlaşılıyor ki, bir iktidar mücadelesinin çekişmesiydi yaşananlar.

        Taktik anlayışından primlere dek birçok sorun gündeme gelmiş ve Milli Takım’ın patronu, kendi varlığının sorgulandığı noktasında sert çıkışlar yapmıştı. Karşılıklı suçlamalara aile bireylerinin katılması işi iyice çığırından çıkardı, nezaketle başlayan eleştiriler yerini sert suçlamalara bıraktı..

        Şimdi, yarın Ukrayna ile ciddi bir maçımız var. Gerilimin yüksekliği ortada. Sorunu çok kısa sürede çözmek mümkündü. Bu çözümsüzlüğü ya da krizi iyice derinleştirmek kimin yararına diye sormak gerekiyor.

        SORULAR YANIT BEKLİYOR

        Fatih Terim, Arda Turan’ı neden defterden sildi? Bir telefonla işi çözmek yerine, Arda’yı toplumun önüne neden baş suçlu gibi attı?

        Barcelona’da sezona iyi başlayan ve oynadığı futbolla göz dolduran Arda, Milli Takım kadrosuna çağrılsa ortadaki sorun giderilemez miydi?

        Gençlik ve şöhretin getirdiği psikolojik baskılar göz önüne alınıp üçüncü kişiler neden konuya dahil olmadı?

        Sorun, Fatih Terim-Arda Turan ikilisinin özel husumetine neden çevrildi?

        Amaç, Milli Takım ve ülke menfaati ise yetkili kişiler bugüne dek neden ortaya çıkmadı? Dünya Kupası eleme maçları öncesi yaşanılanlar bilerek ve isteyerek mi pompalandı?

        FEDERASYONUN TUTUMU

        Belirsizlik ve gerginlik üzerine farklı yorumlar yapılıyor. Bir kısım, asıl amacın Fatih Terim’den kurtulmak olduğunu gündeme getiriyor.. Burada öne sürülen iddia ise, Terim’in aldığı yüksek ücret. Avrupa’da en çok maaşı alan bir-iki isimden birisinin Fatih Terim olması. Buna karşın, futboldaki sportif başarısızlık ortada... Yönetimde bir hoşnutsuzluk olduğu biliniyor...

        Yine de, tüm bu gelişmelere göz yuman federasyon yöneticileri ile başkan Yıldırım Demirören’in, sorunun büyümesindeki rolü yadırganmaktadır. Krizi bu kadar büyümeden çözebilirlerdi. Denediler mi? Bilinmiyor. Topluma bir açıklama borçları olduğunu unutmamaları gerekir. Artık, kişisel dışavurumlardan öteye giden; gerçeğin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması tüm sporseverler tarafından beklenmektedir.

        BU KADAR ZENGİN MİYİZ?

        Gazetemiz HABERTÜRK’te ilginç bir araştırma yayınlandı. Ekonomi servisinden arkadaşımız Sefer Yüksel’in yaptığı habere göre şifreli kanalda en pahalı maç izleyen Türkler. İngiltere’den Almanya’ya kadar birçok ülke yurttaşı bizden daha ucuza maçları izlerken, biz neden daha çok para (ayda 100 TL) ödüyoruz? Üstelik futbol takımlarında yer alan yıldız isimler bir yana, liglerinin parasal değeri bize göre çok çok yüksek. Önümüzdeki günlerde Süper Lig yayın ihalesi gündeme gelecek. Anlaşılıyor ki, futbolseverler TV’den maç izlemek için, zengin Avrupalılar’a göre daha fazla para ödemeye devam edecekler.

        Diğer Yazılar