Fatih Terim istifa etmeli mi?
Avrupa Futbol Şampiyonası ile başlayan tartışma son İzlanda maçından sonra farklı bir boyuta taşındı. Türk futbolunun patronu Fatih Terim için istifa sesleri yükseldi. Üstelik çok yüksek bir tempoda...
Fatih Terim’in istifa etmesinin ya da etmemesinin futbolumuz adına bir kazancı olup olmadığını tartışmak gerekir. Son iki gündür gazeteler ve televizyonlar istifaya odaklanmış durumda. Bugünlere nasıl geldiğimizin gerçek nedenlerini toplumun gözünden kaçırmakla bir sonuç alamayacağımız ortada.
FUTBOLUN GRAFİĞİ ÇOK KÖTÜ
Tabloya baktığımızda, dünya futbolunda söz sahibi olmadığımızı görüyoruz. Şenol Güneş’le alınan ‘dünya üçüncülüğü’ övündüğümüz tek başarı. Yıllardır Avrupa kupalarında elde edilen sonuçlar beklentilerin çok altında. Galatasaray’ın UEFA Kupası şampiyonluğu tarihimizin en önemli gurur kaynağı.. 80 milyonluk, her geçen gün büyüyen, adından söz ettiren ülkemiz futbola milyon Euro’lar akıtırken, elde edilen sonuçlar neredeyse sıfır değerinde. Kıyaslama yapmak gerekirse, Portekiz bugün futbolu bir endüstri gibi görüp, eldeettiği gelirlerle müthiş bir katma değer yaratmakta... Üstelik, Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir ülke... Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün.
Şimdi, sormak gerekmez mi; Türkiye nerede yanlış yapıyor?
Ne yazık ki, birçok alanda yapılan çalışmalar, yenilik, gelişim, bilimsellik spora girmekte zorlanıyor. Başta kulüpler olmak üzere, federasyon ve bakanlık konuyu sürekli geçiştirip günlük başarılara odaklanıyor. Geleceğin planı yapılmıyor. Devletin yaptığı kalkınma planları bir türlü futbola uygulanmıyor.
Peki neden? Kim engelliyor? Merak eden yok mu? Bu ülke bu kadar sahipsiz mi?
Amatörlükten profesyonelliğe geçişle birlikte futbolun içine kirli ellerin girdiğini biliyoruz. Özellikle günümüzde bahis oyunları tüm dünya futbolunun başını ağrıtmakta. Ayrıca, menajerlik sistemi de kulüpleri çaresiz bırakıyor. Yöneticiler ne denli iyi niyetli olurlarsa olsunlar, denetim mekanizmaları çalışmayınca başı boşluk yürümüş gidiyor.
SİSTEM YARATAMADIK
Yıllardır yazılıyor, söyleniyor: Türk futbolunun bir sistemi yok. Bugün Avrupa’ya baktığımızda birçok ülkenin sistem ve programı olduğunu görüyoruz. Almanya, Hollanda, İspanya ya da İngitere’nin nasıl bir futbol anlayışı olduğunu bilmeyen yoktur. Peki neden kendimize özgü bir sistem yaratmıyoruz? Dünyayı yeniden keşfetmeyeceğiz. Yapılanlar ortada. Ya birini örnek alacağız ya da hepsinden yararlanıp kendi sistemimizi yaratacağız. Bunu hayata geçirmenin temel noktası da altyapı yatırımları ve eğitimleridir. Tüm ülke takımlarının altyapıları aynı ekolle çalışmalı ve pratikte bunu uygulamalıdır. Sistem ancak bu şekilde, küçük çocukları eğiterek oturtulabilir.
YABANCI SAYISI ÇOK FAZLA
Ayrıca Süper Lig’de yer alan takımlar, altyapıdan oyunculara forma şansı verme konusunda zorlanmalı, bu konudaki ihlaller küçük para cezaları ile geçiştirilmemelidir.
Tabii en önemlisi, yabancı futbolcu sayısının artık bir hizaya getirilmesinin gerekliliği... Neredeyse takımların ilk 11’i komple yabancı oyunculardan oluşmaktadır. Üstelik, bunların çoğu yerli oyuncularımızın kalitesinden uzak. Arada dönen paraların takibi maliyenin işi... Bu sorunlara başka şeyleri de ekleyebiliriz.
BİR TEK TERİM Mİ SUÇLU?
Şimdi, sormak gerekmez mi; Türk futboluna yön vermek için göreve getirilen Fatih Terim ve ekibi 3 yıl süresince temel sorunlar üzerine ne yapmıştır? Hangi bölgemizdeki gençlerin futbola yatkınlığı bilimsel olarak saptanmıştır? Avrupa’daki Türk oyuncular izlenirken, elimizin altında yok olan gençliğe el uzatılmış mıdır? Yabancı futbolcu sayısının çokluğuna tepki konulmuş mudur? Geleceğin planı yapılmış ise bugüne kadar neden ortaya çıkmamış ya da çıkarılmamıştır?
Fatih Terim istifa etsin mi etmesin mi, ne fark eder? Sistemsizliği “sistem” haline getiren bir federasyon var. Gözlerimi kaparım, görevimi yaparım. Geçiniz... Bugünkü sonuçta hepinizin suçu var. Ve Terim’in istifası hiçbirinizi kurtaramaz...
