Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Futbol takımlarımız son iki yıl içinde önemli bir çıkış sergilediler. Avrupalı rakiplerine karşı boyun eğmediler. Ortaya koydukları oyun, performans, mücadele dikkate değer olgunluktaydı.

        Ne var ki, takımlarımız ne zaman bir sıçrama yapacak olsa karşılarına hep engel çıktı. Bu engeli koyanlar da doğal olarak hakemlerdi. Kaybetmemiz için ince kıyımlar diyeceğimiz kararlara zaten alışmıştık. Artık, göz göre göre biçmekten, katletmekten korkmadıklarını gördük.

        HAKEMLER KÖTÜ NİYETLİ

        Kim ne derse desin. Avrupa’nın ön yargılı hatta ırkçı hakemleri Türk takımlarının önündeki en büyük engeldir. Şimdi, herkes Beşiktaş’ın farklı yenilmesini örttüğümüzü zannedebilir. Maçı dikkatli izleyen futbolseverler, İskoç hakem Thomson’ın kötü niyetli ve ön yargılı olduğunu görmüşlerdir. Beck’e yapılan faul hareketini, rakibe penaltı diye verip üstelik kırmızı kart göstermesi hakemlik tarihinin en acımasız kararlarından birisidir. Ardından ofsayttan atılan golle birlikte oyun içindeki tüm kararlarında da rakip D.Kiev’e daha çok prim tanıması, İskoç’un ruh halini ortaya koyuyordu. Yalnız, ülkemizde değil, Avrupa’nın önde gelen yorumcuları tarafından eleştirilen Thomson kendi ülkesinde de alay konusu olmaktan kurtulamadı.

        FEDERASYON GÖREVE

        Şimdi sormak gerekiyor, UEFA bu maçı izleyip ne karar verecek? Beşiktaş’ın yenilen hakkı ne olacak? Ya da, takımlarımız çok kritik anlarda oynadıkları maçları kazanmasın diye bir el mi devreye giriyor? Yoksa, Beşiktaş’ı Devler Ligi’nin dışında tutmak için başka oyunlar mı oynandı? Tüm bunların irdelenmesi gerekiyor. Sessiz kalma lüksümüz yok. Tek başına Beşiktaş ya da bir başka takımımız bu tür sorunlar yaşarken yalnız olmadığını hissetmeli. Futbol Federasyonu haksızlıklar karşısında tüm desteğini ortaya koymalıdır. Hukuki olarak, lobi olarak.. Eğer sessiz kalırsak, ön yargılı hakemler Türk düşmanlığının prim yaptığı Avrupa‘da daha çok canımızı yakarlar.

        4 TAKIMIMIZI YAKTILAR

        Son bir yılda 4 takımımızın 6 maçında büyük hatalara imza atan hakemlerin iyi niyetli olduğuna bizi kimse inandıramaz. Monaco-Fenerbahçe maçında Portekizli hakem Dias, Shakhtar-A.Konya karşılaşmasında Schörgenhofer, Braga-A. Konya maçında Rumen hakem Tudor, yine Braga-Fenerbahçe karşılaşmasında Bebek ve AZ Alkmaar–M.Başakşehir maçında İskoç hakem Clancy, Türk takımlarını doğramanın en bariz örneklerini gösterdiler.

        KURALINA GÖRE MÜCADELE

        Sahada oynanan oyunun arka planını görmek zorundayız. Futbol tek başına yeşil zeminde oynansa işimiz kolay. Futbol endüstrisi içindeki ayak oyunlarına, ardından büyük paraların döndüğü manipülasyonlara karşı mücadele etmek zorundayız. Kolay olmadığını görüyor ve biliyoruz. Hiçbir takımımızı, oyuncumuzu, teknik adamımızı yalnız bırakmadan hakkımızı en üst makamlarda aramalıyız. Oyunu kuralına göre oynayacağız. Tüm art niyetlerine karşın, bizi devre dışı bırakma gayretlerini boşa çıkarmalıyız. Sahada mücadele edeceğiz. Elimizden geleni yapacağız. Hakkımızı yedirtmeyeceğiz. Bunun tek yolu, güçlü olduğumuzu göstermekten geçiyor. AB ülkelerinin siyasal oyunlarını sahada yenebiliriz. Yeter ki, futbolumuzu yönetenler buna inansın, özgüvenlerini ortaya koysunlar. Her alanda mücadele etmezsek bizi yutarlar...

        HER MAÇ BİR TECRÜBE

        Beşiktaş, Fenerbahçe ve Osmanlıspor Avrupa yürüyüşünü sürdürüyorlar. Dileriz gidebildikleri en üst noktaya kadar çıksınlar. Her 3 takımımız da başarıyı yakalayacak potansiyele sahipler. Her maç bir tecrübe oldu. Çıkarılacak dersler var. İnanmak ve mücadele etmenin yanı sıra, fiziksel olarak gelişmeli ve motivasyonu profesyonelce algılamak zorundayız..

        Diğer Yazılar