Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlhan Cavcav’ı tanımayan yoktur. Geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrıldı. G.Birliği’ni borçsuz bırakmakla kalmadı, üstelik kasasına milyonlarca para bıraktı. Cavcav, en çok da İstanbul kulüplerinin parasını almakla ün salmıştı. Ucuza aldığı futbolcuları yüksek paralara satardı .

        İşini bilen bir futbol adamıydı. Ne var ki, hiç kimse İlhan Cavcav’ı örnek almadı. Yalnızca “Aslansın, kaplansın abi...” dediler. Cavcav sistemini öğrenmek bir yana, tam tersini yapmak için yarıştılar. Bunun da bir çok nedeni var şüphesiz. En önemlisi; Cavcav kendi cebinden para verirdi. Öteki takımların yöneticileri ise kulübün kasasından...

        F.BAHÇE İŞİ BIRAKMIŞ

        Şampiyonluk yarışında oldukça gerilere düşen, Sarı-Lacivertililer’in tek umudu Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi... Yönetimi sorgulamak artık anlamsız. Kimse sorumluluğu üstlenmiyor. Zaten Aziz Yıldırım dışında konuşan yönetici de yok. Özeleştiri desen hak getire! Ancak, her başarısız sonuçta suçlu olarak ortaya atılan ya teknik direktör ya da futbolcular. Herkes biliyor ki, bu kadroyu tepeden tırnağa kuran Aziz Yıldırım yönetimidir. Tüm Türkiye, “orta saha yetersiz” diye bağırdı. Ara transfer de üçüncü sınıf bir kenar adamı alındı... Apar topar getirilen, hatta zorla ikna edilen emekli Dick Advocaat’ın tutmayacağı belliydi. Her yenilginin ardından artık ezberlenen, “Bu kadroyu ben kurmadım” cümlesi klişe haline geldi. Lig bitecek, daha takımın ne oynadığını bilen yok. Her maç savunma ile alınmaz. Ofansif oyunu beceremeyen bir takım ancak şansla bir yere kadar gider. Son Bursa maçı önemli bir sınavdı. Hollandalı bu sınavı geçemedi. 10 kişi karşısında, 1-0’lık galibiyeti yan paslarla korumak istediler. Zaman geçirme ve yan paslar da rekor kırdılar. Ancak maçı kazanamadılar...

        BEŞİKTAŞ EN ŞANSLISI

        Şampiyonluğun en büyük adayı Beşiktaş. Fenerbahçe ve Karabük maçlarını kaybetmeleri ciddi bir kazaydı. Her iki yenilginin nedenlerini maç özelinde ele almak gerekir. Kupa maçının getirisi, gerilimi, rakibin top oynatmama taktiği gibi etkenler takımın tümünü etkilemiş. Başta Şenol Hoca... Karadenizliliğin verdiği heyecanı yenebilse, öğretmenliğini hatırlasa işi çözebilirdi. Karabük deplasmanı tamamen motivasyon eksikliğinden kaybedildi. Fenerbahçe yenilgisi unutulmadı. Unutturulmadı. Yöneticilerden, medyaya uzanan bir algı takımın dengesini bozdu. Şu anda, en iyi kadro yedekler dahil Siyah-Beyazlılar’da. Bu avantajı kullanamak büyük eksiklik olur. Üstelik iki ezeli rakibinin durumu ortada. Alışılan, hızlı pas, tempolu oyun istenilen sonucu getirir. Beşiktaş’ın uzatma dakikalarında çok maç kazandığını gördük. Yine aynı istek ve mücadeleyi bekliyor taraftar.

        G.SARAY'IN YANLISI ÇOK

        Başkan Dursun Özbek’i ne yazık ki, çok kimse istemedi. Yalnız bırakıldı. Eleştirildi. Futbol gibi her türlü oyunun döndüğü ortamda, adam satmak en kolayı. Güvendiği isimler yetersiz kaldı. Büyük paralar harcandı. Yaklaşık 20 oyuncu transfer edildi. 70 milyon Euro’ya yakın transfer yapıldı. Teknik direktör seçimi yanlıştı. Şimdi, farklı bir hoca ile yola devam edilecek. Takımın tüm dengeleri altüst olmuş. Futbolcunun inancı kalmamış. Yeni bir hoca, başka bir anlayış. Tüm bunların uyum süreci. Neresinden bakarsanız bakın zor. G.Saray aradan sıyrılacağı bir ortamı kendi elleriyle yok etti. Tudor’un gelişi, tartışmayı da beraberinde getirdi. İşin mutlaka etik yanı var. Karabükspor, “Bizim haberimiz yok” diyor. Bu kadar zor mu Karabük Kulübü’nü arayıp, haber vermek. Zaten sözleşme gereği, 150 bin dolar karşılığı istediği yere gidebilir. G.Saray gibi, “mektepli” bir kulübün örnek olması gerekmez mi? Ne diyelim, profesyonellik böyle bir şey. Nezaket, saygı hak getire. Parayı bastır, istediğini al!

        Spor ahlakı falan boşver onları...

        Diğer Yazılar