Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şampiyonlar Ligi’nde iyi bir serüven yakalayan Beşiktaş, hüzünlü bir son yaşadı. Almanya’nın güçlü takımı Bayern Münih karşısında hiçbir varlık gösteremeyen Siyah-Beyazlılar, Türk futbolu adına kötü bir sınav verdi. Şenol Güneş’in de vurguladığı gibi, “hiç değilse futbol oynadığımızı” gösterebilmeliydik...

        Karşılaşmanın analizini ayrıntılı olarak yapmanın bir anlamı yok. Her iki takım arasındaki farkın uçurum denilecek kadar açık olduğu bir gerçek...

        BAŞARI BİR GÜNDE GELMİYOR

        Şimdiye kadar kazandıkları kupalar, sürekli Avrupa’nın zirvesinde yer almak, belirli bir sistem ve disiplin içinde oynamak, Bayern için en doğal durum. Kaç yaşında olursa olsun, formayı giyen her futbolcu bir makine dişlisi gibi görevini yapıyor. Tüm bunlara ek olarak kenardan verilen taktikler, oyuna müdahale üst düzey bir takımın nasıl oynadığını ve nasıl yönetildiğini gösteriyor...

        Aslında Bayern Münih’in organizasyon yapılanması iyi irdelendiğinde, baştan bu yana futbol emekçilerinin yönetiminde olduğunu görüyoruz. Beckenbauer’le başlayan değişim Alman ekibinin devleşmesinin en belirgin mihenk taşıdır...

        ROBBEN’DEN DERS

        Oyuna bakıldığında; Beşiktaş’ın elinde güçlü oyuncular olduğu bir gerçek. Avrupa’da isim yapmış birçok futbolcu kadroda... Takım olarak bir bütünlük ortaya konulmadığında tel tel nasıl döküldüklerini gördük. Bir tek Pepe tek başına çabaladı diyebiliriz... 40 yaşına merdiven dayayan Robben’den alınacak çok ders olduğunu yalnız Caner değil hepimiz gördük...

        Beşiktaş yaş ortalaması yüksek bir takım. Bu oyuncu topluluğu nasıl bir sistemle oynamalıydı? Şenol Güneş’in taktiğinin acısı ağır oldu. Herkes gördü ki, Beşiktaş rakibini rahatsız etmiyor. Kenar ortalara önlem almak bir yana, her akın seyrediliyor...

        RAKİPLER SİSTEMİ ÇÖZMÜŞ

        Söylenecek çok şey var... ”Çok büyük bir takıma yenildik. 10 kişi kalmamız oyun planımızı bozdu...” gibi bahaneler faturayı azaltmaz. Başta Şenol Güneş olmak üzere herkes özeleştiri yapmalı. Yoksa söylediğimiz yalanlara kendimiz de inanır hale geliriz...

        Avrupa defterini bir kenara bırakan Beşiktaş’ı asıl bekleyen tehlike şampiyonluk yarışıdır. Son haftalarda oynadığı oyun beklentilerin altında. Rakipler sistemi çözmüş. Skoru amaçlayan, Aykut Kocaman bile “kötü oynayan Fenerbahçe’yi” şampiyonluk yarışının içinde tutmayı başardı...

        GÜNEŞ Mİ, KOCAMAN MI?

        Bu hafta oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması her iki teknik adamın futbol aklını ortaya koyacaktır. Taktiksel başarının, gücü nasıl alt edeceğini ya da tam tersini göreceğiz. Günümüz futbolu, mantığın, zekanın, duyguların güçle birleşmesiyle bir anlam kazanıyor. “Haydi! çocuklar, çıkın bu maçı alın...” sözlerine sığınanların dönemi çoktan bitti... Bilim her alanda olduğu gibi futbolun da içinde. Tek tek her oyuncunun neler yapacağı dakika dakika beyinlere kazanıyor. Teknolojiyi iyi kullananlar, umulmadık işlere imza atıyor. Futbolu da bundan ayrı tutmak mümkün mü?

        Diğer Yazılar