Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şampiyonluk yarışının en büyük favorilerinden Beşiktaş çok önemli bir maçı kaybetti. Galatasaray derbisi büyük hedefin dönüm noktasıydı belki de. Öyle de oldu. Beklenilenin tersine Siyah-Beyazlılar vasat bir maç oynadılar. Pas trafiği, pres, atak çeşitliliği, şut gibi bilinen özelliklerini gösteremediler...

        KUPA MAÇI BİTİRDİ

        Aslında her şey Fenerbahçe ile oynanan ve yarım kalan kupa maçında başladı. Şenol Güneş’in başının yarılması ardından gelişen olaylar ve yönetimin maça çıkmayacağız kararı büyük bir kaosun habercisiydi. Teknik direktör Şenol Güneş, olayların baş kahramanı olmuş, adı günlerce gazete manşetlerini süslemişti. Başına atılan dikişler, kan vardı, yoktu tartışmaları Güneş hocayı yormuştu. Derinden etkilenmişti Şenol Güneş. Tartışmaların göbeğinde yer almak yıpratmış hatta tüm dengesini bozmuştu...

        Galatasaray karşılaşması öncesi ve sonrası yaptığı açıklamalar bu üzüntüsünü ortaya koyuyordu. Kolay değil elbette. Saldırıya uğramış, yere düşmüş daha da önemlisi bitmesi gereken bir maç yarım kalmıştı. Bir futbol adamı için bundan daha ağır ne olabilirdi?

        KARARIN ZAMANLAMASI YANLIŞ

        Başına aldığı darbeye mi üzülsün, hedefe kilitlenmiş oyuncularının şaşkınlığına mı? Yönetimin taraftarın baskısı sonucu aldığı “maça çıkmama” kararı elbette tartışılır. Beşiktaşlılar maça çıkmayarak ortaya konulan tepkinin bir dönüm noktası olması konusunda direttiler. Kendilerine göre haklı olabilirler...

        Ancak, alınan bu tarihsel kararın derbi maçı öncesi açıklanması ne kadar doğruydu?

        Galatasaray karşılaşması oynandıktan sonra “Fenerbahçe ile yarım kalan maça çıkmayacağız...” deseler doğru olmaz mıydı?

        Yaşanılan travmanın Pazar günü sahaya nasıl yansıdığını gördük. Başta Şenol Güneş olmak üzere futbolcular oyunun içinde değildiler. Final niteliği taşıyan karşılaşmanın çok dışındaydılar. Sezonun belki de en kötü oyununu oynadılar. Yardımlaşma bir yana alışık düzeni kuramadılar. Özgüvenlerini yitirmişlerdi bir kere...

        DENGELERİ BOZULMUŞ

        Moralsiz ve başka duygular içerisinde olan Şenol Güneş oyunu okumakta bile zorlandı. Çünkü keyfi kalmamıştı. Umutsuzluk içini kemiriyordu. Karadeniz’in doğrucu çocuğu çok hırpalanmıştı. Çok sevdiğimiz futbol saha dışına çıkmıştı bir kez...

        Yoksa, Güneş hoca sıradan bir antrenörün bile yapmayacağı yanlış değişiklikleri yapar mıydı?

        Negrado’nun yerine Mustafa Pektemek ya da Love’u almaz mıydı? Sakatlanan Pepe’nin görevini Medel’e vermez miydi? Orta sahayı bu denli pasif bırakır mıydı?..

        Yapamadı, yapacak duyguları ve heyecanını yarılan başıyla birlikte başka bir yerde bırakmıştı. Yazık oldu. Şampiyonluk iddiası ne kadar sürse de, alınan yara tahmin edilenden çok daha fazla kanıyor...

        ÖZBEK’E TEŞEKKÜR

        Sezona kötü başlayan Galatasaray, Fatih Terim’le yeniden doğuşunu yaşıyor. Sarı-Kırmızılı taraftarlar Dursun Özbek başkana ne kadar teşekkür etseler azdır. Başkanlığı seçim kararı ile kaybeden Özbek, Terim’i getirerek ne kadar gerçekçi ve doğru bir karar aldığını gösterdi.

        Diğer Yazılar