Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Müthiş bir maç izledik…

        Temposu yüksek, mücadele gücü olağanüstü, heyecanlı karşılaşma, futbol adına içerisinde tüm güzellikleri barındırıyordu…

        Sahada yer alan her oyuncu maçın bitiş düdüğüne kadar ter döktüler. Emeklerinin karşılığını almak için güçlerini tükenene kadar kullandılar…

        Şutlar, direkten dönen toplar, sayısız pozisyon ve keyif veren coşkulu büyük bir maç…

        Karşılaşmanın bu denli üst düzey bir futbol şölenine dönmesinin asıl mimarı şüphesiz Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman’dı…

        Karaman’ın hakkını verelim. Ve Trabzon, kendi içinden çıkan evlatları ile neler yapacağını gösterdiği için sonuna kadar gururlanmalı…

        Genç teknik adam, İstanbul’a kazanmak için gelmişti. Oyun kurgusu, yaptığı değişiklikler bunun en somut göstergesi oldu. Topu oyunda tutmak için büyük gayret gösterdiler. Zaman çalmak, galibiyetin üstüne yatmak, hakemle oynamak gibi futbolun olumsuz taktiklerini hiç düşünmediler…

        Tek hedefleri kazanmaktı. 3 puan alabilseler puan sıralamasında ikinci sıraya yükseleceklerdi…

        Bu nedenle Trabzonspor’un oynadığı oyun, açık futbol ve sonuca odaklı bir sistem anlayışıydı…

        Beraberliğe üzüldüler elbette. Haksız da değiller. Ters bir orta ile kendi kalelerine attıkları golle bir puana razı olmak durumunda kalmak morallerini bozdu ister istemez…

        Ancak, şu gerçeği hepimiz gördük…

        Trabzonspor değişimi başarıyla gerçekleştirmiş. Öncelikle, altyapı gerçeğinin ürünlerini sahada görmek istenilen ve beklenilen bir gelişmeydi. 5 oyuncunun altyapıdan gelmesi ve sahada yer alması Trabzon gerçeğini yani kendi çocukları ile yürüme dayatmasının somut örneğiydi…

        Tarihe bakıldığında Trabzonspor, kendi çocukları ile büyük başarılar yakalamıştı. Yine o kültürün hakim olacağı günlerin yaşanacağı işaretlerini görüyoruz…

        Abdülkadir, Yusuf, Uğurcan, Hüseyin, Batuhan ve arkalarından gelecekler Trabzonspor’un geleceğini kurtaracak öz kaynak düzeninin ilkleri elbette…

        Tüm takımlara örnek olması gereken, büyük değişimi yaptıkları için Trabzonspor yönetici ve teknik adamlarını kutlamak gerekir…

        İYİLER İÇİNDE İKİ GENÇ DİKKAT ÇEKTİ

        Büyük mücadele içerisinde birçok oyuncu öne çıktı şüphesiz. Profesyonelliğinin sonuna gelenler, üst düzey oyuncular elbette maçın skorunu belirleyeceklerdi…

        Ancak, bu denli rekabet gücü yüksek bir oyunda gençlerden söz etmek gerçekten sevindiriciydi. Üstelik, Beşiktaş’ta Dorukhan, Trabzonspor’da Uğurcan sanki yıllardır o formayı giyiyormuş gibi yıldızlaştılar…

        Uğurcan kalesinde devleşen bir gençti. En az 6-7 çok önemli kurtarışlar yaptı. Köşeye giden topa gösterdiği refleks inanılmazdı… Yalnız Trabzonspor’un değil Türk futbolunun da kaleci sorunu olmaz diyordu oynadığı oyunla…

        Acemiliğine rağmen, yer tutuşu, oyunu takibi, soğukkanlı oluşu “ben hazırım” mesajı veriyordu hem de bağıra bağıra…

        Yine, Beşiktaş’ın orta sahasında oynayan Dorukhan, sahanın en iyilerinden birisiydi. İki yönlü bir oyuncu. Savunma becerisi yanı sıra, rakip ceza sahasına giren, şut atan, fizik kalitesi ve mücadele gücü ile dikkat çekti. Asıl yeri sağ bek olmasına rağmen orta alanda verilen görevi eksiksiz hatta yüksek performansla yerine getirdi…

        Her iki oyuncu yüksek tempolu maçın öne çıkan isimleri oldular…

        GÜNEŞ MACERAYI SEVİYOR

        Karşılaşmanın ilk yarısında Trabzonspor daha üstündü. Şenol Güneş, Necip’i sağ bek oynattı. Daha çok stoper ve ön libero oynayan Necip doğal olarak bu alanda başarısızdı…

        Devreyi yenik kapatan Beşiktaş, ikinci yarı oyun anlayışını ve oyuncu grubunu değiştirdi. Gökhan Gönül ve Caner’in sahaya çıkması taraftarı umutlandırdı. Gerçekten iki oyuncunun ikinci yarı ortaya koydukları mücadele müthişti. Öncelikle Gökhan Gönül, sağ kanada demir attı. Tüm atakları başlatan, ortalar yapan, pozisyon bulan oyuncu oldu…

        İki oyuncu değişikliği Trabzonspor’u çok zorladı. Sahasından çıkamadı bir anlamda. Sosa’nın sakatlanması sonucu orta alanı da kaptırdılar doğal olarak…

        Herkesin aklındaki soru şu. Şenol Güneş, Gökhan Gönül ve Caner’i neden ilk 11’de oynatmadı? Genç Güven’e bu kadar güvenmenin nedeni de ayrıca sorulmalı. Bilinen bir gerçek var, büyük maçlar büyük oyuncularla alınır. Elinizde, o oyuncular varsa bunları kullanmak gerekmez mi?

        Şenol Güneş ne düşünüyor bilemiyoruz. Ancak, gördüğümüz bir gerçek var. Maça başlayan 11’le bitiren 11 arasında ki farkı herkes gördü…

        İlk yarı boşa giden bir 45 dakika demek haksızlık olmaz herhalde…

        OLAĞANÜSTÜ MAÇIN RAKAMLARI MÜTHİŞ

        Nefes kesen karşılaşmanın rakamları her şeyi özetliyor aslında. Beşiktaş 21 şut atarken, 9 isabetli şuta imza attı. Trabzonspor ise 13 şut attı. 6 isabetli şutları vardı. Yine, atılan kornerlerin çokluğu her iki takımın atak oyunlarının sonucuydu. Beşiktaş 10 korner atışı kullanırken, Trabzonspor 8 kez topu yarım daireye koydu…

        Dinamik oyunun hikayesi oldukça uzun elbette. Uzun süredir bu tür coşkulu bir maç izlememiştik. Bu nedenle her iki takımı tebrik etmek gerekir. Birer puan adaletli bir sonuç oldu bence…

        Diğer Yazılar