Vurun Sıla'ya
DAVUT Güloğlu kameraların önünde Sıla’ya ağız dolusu küfür ederken ve “Sıla’yı haber yapmayın, kim ki o” diye gazetecilere çıkışırken aklıma geldi.
Ne hayattı ama onun ki...
Tek şarkıyla şöhret olmuş, şöhret olur olmaz Emel Müftüoğlu ile aşk yaşamaya başlamıştı. O sırada ortaya çıkmıştı ki, 8 yaşında bir oğlu, 10 yıllık bir evliliği vardı. Müftüoğlu bu durumu öğrenir öğrenmez resti çekti ve ayrıldı. Akabinde eşine döndü Güloğlu. Ardından pek çok medyatik ilişki yaşadı. En bilinenleri Yeliz Şar, Ece Erken ve Pelin Subay oldu. Her ilişkisinde kavga, dövüş, küfür, yumruk, tokat, aldatma ve çirkinlik eksik olmadı. Her biri de sayfa sayfa haber oldu.
ERKEK ÇOK DA...
O sırada hiç kimse çıkıp da “Ne! Kadın mı dövmüş, eşini mi aldatmış! Bu adamı neden haber yapıyorsunuz ya, kim ki o” demedi.
Kendi hayatındaki kadınlara bile saygı duymayı beceremeyen birinden bir başka kadına saygı duymasını tabii ki bekleyemeyiz.
Fikrine katıl ya da katılma ama ifade özgürlüğü var bu memlekette. Sıla’ya hak verirsin vermezsin; beğenmezsin, en fazla dinlemezsin ama küfür edemez, vurun Sıla’ya durumuna getiremezsin!
Erkek olmakla adam olmak arasında dağlar kadar fark var ve maalesef bizim erkeğimiz çok, adamımız az...
Hayallerini hatırla
45 yaşındasın... Çocukların büyümüş ve artık seninle ilgilenmiyor. Kocan desen, artık evlendiğin adam değil. Kaba, saygısız, düşüncesiz birine dönüşmüş. Kendine olan güvenini de kaybetmişsin. Gençliğinde kurduğun hayalleri artık hatırlamıyorsun bile... Ama bir yandan da içinde hiç bitmeyen bir yaşam enerjisi var. Bir silkelensen, hem kendine geleceksin hem de etrafını kendilerine getirteceksin oysa ki... Sumru Yavrucuk’un tek kişilik oyunu ‘Shirley’ işte tam bunları anlatıyor. Yavrucuk’u sahnede izlerken oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım. Oyunun yazarı Willy Russell ama Yavrucuk neredeyse tamamını adapte etmiş.
Espriler öyle bizden ki Shirley’yi hemen içine alıyorsun. Özellikle, ergen kızıyla olan diyalogları çok çarpıcı.
Anneler ve kızları bu oyunu mutlaka birlikte izlemeli. Eğer çiftler izlerse onlar da kendilerine bir pay çıkarır mutlaka.
Ben kendi adıma, kim bilir nerelerde bıraktığım hayallerimi hatırladım oyunda...
Alternatif tatil
YAZ başında dizilerin tatile girmesiyle birlikte oyuncular Çeşme, Bodrum, Kaş ya da Yunan adaları gibi tatil yörelerine akın ederken İbrahim Çelikkol rotayı Gökova’ya çevirdi.
Bir aydır tek başına Gökova’da olan ünlü oyuncu, artık ustası olduğu kiteboard’uyla bölgenin el değmemiş yerlerinde tatilin tadını çıkarıyor. Arkadaşları, Çelikkol’un bu tatiline ‘komando tatili’ ismini taksa da o, halinden çok memnun. Bilen biliyordur, İstanbul’da bir çiftliği bulunan ve vaktinin çoğunu burada geçiren Çelikkol, tatilde de beş yıldızlı bir otelde kalmak yerine kimsenin ayak basmadığı ormanlık alanlarda kamp kurarak ruhunu doğa ile bütünleştiriyor. Bütün yaz Instagram’a koyduğu fotoğraflarına bakıp bakıp iç geçirdim. Senede bir ay bile olsa, insanın ait olduğu yere, doğaya dönmesi lazım.
