Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CEMAL Süreya ‘Üstü Kalsın’ şiirinde söyler, “Her ölüm erken ölümdür”. Tarık Akan 66 değil, 96 yaşında da ölse yine zorlanacaktık kabullenmekte.

        Gerçek bir sanatçıyı kaybetti Türkiye ve Akan, gerçek bir sanatçının nasıl uğurlanacağını da gösterdi herkese...

        Tarık Akan’ın vefatında bir canı yanan bir de can yakan 2 kişinin vedası dikkat çekiciydi.

        GİZLİ SAKLI YAŞANAN AŞK

        İlki Emel Sayın... Bugüne kadar çok az dillendirilmekle birlikte, bilenler bilir ki, Emel Sayın ile Tarık Akan bize o aşk filmlerini izlettirirken aslında 4 yıl aşk yaşamıştı.

        Üstelik, 2 oyuncunun sette birbirlerinden etkilenip duygusal bağ kurmasının çok ötesinde, gerçek bir aşktı onlarınki.

        Ortaya çıkmadılar, dillendirmediler. Şartlar öyle gerektiriyordu, gizli saklı, 2 kişilik dünyalarında yaşadılar bu aşkı.

        ‘GÜLE GÜLE SEVGİLİ’

        Yıllar içinde ayrı yönlere savrulsalar da aşklarına ve birbirlerine olan saygılarını hiç yitirmediler.

        O yüzden, Emel Sayın’ın Tarık Akan’ın vefat haberini alınca sosyal medya hesabına yazdığı “Güle güle sevgili... Tarık” cümlesi beni çok etkiledi. Çünkü Sayın için hayatı boyunca ‘sevgili’nin karşılığı ‘Tarık’ oldu...

        Aşka ağladım, kayba, 4 yıla 4 kelimeyle edilen asil vedaya, aşkın anlamını bilen insanların birer birer eksilmesine ağladım.

        AİLENİ SEÇEMİYORSUN

        İkinci vedaysa Tarık Akan’ın yıllardır görüşmediği ağabeyi Turgut Üregül’den geldi. Hastane önünde topladığı basın mensuplarına, “Cenaze kayıp”tan tutun da Nâzım Hikmet’in komünistliğine kadar öyle ipe sapa gelmez açıklamalar yaptı ki, orada da sinirden ağladım.

        Sağlığında yanına yaklaştırmazmış Tarık Akan bu kişiyi, oğlu Barış Zeki söyledi. Turgut Üregül de fırsat bu fırsat demiş, ortaya çıkmanın yolunu bulmuş. Maalesef aileni seçemiyorsun. Ve her ailede de düşmanının yapmayacağını yapan bir akraban çıkıyor. Sağlığında yapmış yapacağı kötülüğü zaten, bari cenazesinde susup otursaydı...

        ADALETE SOSYAL MEDYA DAMGASI

        KADIN olduğum için değil, Cumhuriyet’le yönetilen Laik Türkiye’nin bir vatandaşı olarak can güvenliğim olmadığı için öfkeliyim. Adamın biri çıkıyor, otobüste bir kadının suratına ‘şort giydi’ diye tekme atıyor ve elini kolunu sallayarak hayatına devam ediyor.

        Allah’tan bu olay sosyal medyada duyuluyor. Sosyal medya bu yaşanan rezilliğe büyük tepki gösterince bu adam olaydan günler sonra şıp diye bulunuyor, ifadesi alınıyor ve fakat ‘basit yaralama’dan serbest bırakılıyor! Ardından sosyal medya ahalisi yine kıyameti koparıyor da ikinci kez hakkında yakalama kararı, bu kez de ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten’ çıkarılıyor.

        Size bir şey söyleyeyim mi, sosyal medya olmasa bu ülkede o kadar çok konunun üzeri örtülecek, o kadar çok olay biz duymadan, bilmeden, görmeden ve müdahale edemeden sonuçlanacak ki...

        Adaleti sağlama görevi bulunanlar sosyal medyanın kendilerinden daha adaletli olması karşısında ne hissediyorlardır acaba?

        KİM VERDİ BUNUN SAĞLIK BELGESİNİ?

        “Bu adamlar aramızda elini kolunu sallayarak dolaşırken bizim can güvenliğimiz yok” diyoruz ama adam özel güvenlikçi çıkıyor. İroniye bak sen!

        Şimdi sırada şu soru var aslında: Madem bu adam ruh hastalığı sebebiyle 2 kere hastaneye yattı, ilaç tedavisi görüyor, nasıl özel güvenlikçi oluyor? Kanunlarda maddesi var, özel güvenlikçi olacaksan psikiyatrik bir hastalığın, psikolojik bir bozukluğun olamaz diye. Devlet hastanesinden sağlık raporu almak şart.

        Şimdi herkes bu adamın çalıştığı şirketi soruyor, eminim o gayrimenkul şirketi hemen işine son vermiştir ama şu anda sıkıntı bambaşka.

        Abdullah Çakıroğlu özel güvenlik olabileceğine dair belgeyi nereden aldı? Hangi özel güvenlik firmasına bağlı çalışıyor ve Çakıroğlu’na sağlığının bu işe uygun olduğu raporu hangi devlet hastanesinden, hangi doktorun imzasıyla verildi?

        Sadece ben değil bütün kamuoyu şimdi bunun yanıtını bekliyor.

        Diğer Yazılar