Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HAFTA sonu Tiyatro Akla Kara’nın oyunu ‘Ne Seninle Ne Sensiz’i izledim. Zeynep Gülmez, Yosi Mizrahi, Buket Dereoğlu ve Fatih Gülnar’ın oynadığı iki perdelik komedide, kadın erkek ilişkileri hicvediliyor.

        Kadınlar ne söyler, erkekler ne anlar ya da erkekler ne söyler, kadınlar ne anlar üzerine hayli eğlenceli bir oyun kaleme almış Hilal Çelenk. Sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki etkisi de vurucu esprilerle öne çıkmış. Hoş, espri diyoruz ama orada aslında kendimizi görüyor, kendi hallerimize gülüyoruz.

        GÜNAH ÇIKARANLAR VARDI

        Sahnedeki kadın ve erkeğin her anlaşmazlığında salonda bir kıpırdanma oldu. Oyunu izleyen çiftler birbirine, “Bak işte aynı sen” diye takılıyordu. Oyun çıkışı önümde yürüyen iki kadın arkadaşın sohbetine kulak misafiri oldum. Biri diğerine, “Aslında içkisi yok, kumarı yok, aldatması yok. Bir tek maç keyfi var, ben galiba haksızlık ediyorum kocama” diye günah çıkarıyordu.

        OYUN İYİYSE SALON DOLU

        Bu oyuna eşiniz ya da sevgilinizle gidin, emin olun çok eğleneceksiniz.

        Bütün bunun dışında, “Tiyatroya ilgi yok” diyor ya herkes; son yıllarda hangi oyuna gitsem salon tıklım tıklım dolu. Pek tabii 5 bin kişilik salondan bahsetmiyorum ama oyun iyi olunca izleyici bunun karşılığını mutlaka veriyor.

        Geçen haftadan aklımda kalanlar...

        - MUAZZEZ’İN ETKİLEYİCİ GERÇEKLİĞİ

        Herkesin konuştuğu, Yılmaz Erdoğan’ın “Ustalık eserim” dediği ve Türk sinemasında bugüne kadar yapılan en iyi işlerden biri olan ‘Ekşi Elmalar’ı gözyaşları içinde izledim. Filmde çok kişinin ruhuna dokunacak farklı hikâyeler var. Ben en çok Farah Zeynep Abdullah’ın canlandırdığı, evin en küçük kızı Muazzez’den etkilendim.

        Her ailenin bir tane Muazzez’i vardır mutlaka. Ailesi için kendinden, aşkından, umutlarından aslında tüm hayatından vazgeçen ve yaşanılan her şeyi, sırtına konulan her yükü büyük bir olgunlukla kabul edip yine de gülümseyebilen...

        - ÇOCUK KALBİM SENİ SÖYLER

        29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Atatürk’ün de kaldığı otel olan Pera Palace’ta konser veren Çocuk Kalbim Seni Söyler Korosu’nu izledim TV’de. Çocuklar ve gençlerden oluşan, gönüllülük esasıyla kurulmuş bu topluluğun daha önce farkında olmadığım için kendi adıma çok üzüldüm.

        Biz Aleyna Tilki adlı genç şarkıcının sahne derdiyle uğraşaduralım, müthiş yetenekli bu çocuklar ve gençleri tanımayalım... Çocuk Kalbim Seni Söyler Korosu, meğer 23 Nisan’da da Zülfü Livaneli’yle birlikte ‘Haberleri Açma Baba’ adlı bir video klip hazırlamış. İnternette bulabilirsiniz klibi, dayanabilen seyretsin, benim izlerken çok canım acıdı.

        - MARDİN’İN MUTFAĞI İSTANBUL’DA

        Zorlu Eataly çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Geçen hafta Eataly’nin içinde, Mardin’in adını hep duyduğum ama hiç gidip de yemek yeme imkânımın olmadığı ünlü restoranı Cercis Murat Konağı’nı görmek beni hayli şaşırttı.

        Mardin’de açılacak bir gastronomi okuluna öncülük ediyormuş ünlü restoran. Projenin adı da ‘Amazon Kadınları’ymış. Yılbaşına kadar Eataly’nin içinde açık kalacak olan Cercis Murat Konağı’nda yenilen yemeklerin geliri de bu okula aktarılacakmış.

        - KİMYAGER İZEL

        Uzun zaman sonra İzel’le buluştum. Ünlü sanatçı şu aralar evden dışarı çıkamıyor çünkü annesi rahatsız ve onunla ilgileniyor. Evde bu kadar uzun zaman kalınca, farklı ilgi alanları geliştirmiş. Tıpkı Yılmaz Erdoğan gibi o da, bitkilerin gücüne inanmış. Yaptığı araştırmalarla kimyagerlere taş çıkartacak birtakım karışımlar hazırlamış.

        Neye mi yaramış bu karışım? Mesela yıllardır hiçbir ilaçla ya da operasyonla tedavi edilemeyen cildindeki lekelerin çok büyük bir kısmını kendi kendine yok etmeyi başarmış. Gözlerime inanamadım. Evdeki bütün detoks, sağlık, vb. kitaplarını atıp İbn-i Sina’nın 1000 yıl önce yazdığı reçeteleri başucuma koyacağım.

        Diğer Yazılar